Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/284 E. 2023/6307 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/284
KARAR NO : 2023/6307
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … köyü, 179 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; acele kamulaştırma dosyasında belirlenen kısmının mahsubuyla bankaya depo edilen bakiye fark bedele 03.12.2019 tarihinden 04.08.2020 tarihine kadar yasal faiz işletilerek karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve taşınmazın baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinin (c) bendi uyarınca tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde belirtilen ürünlerin gelirleri ile fiyatlarının çevre illerin listesi getirilerek karşılaştırılması gerektiğini çünkü … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün kasıtlı olarak meyveli ürünlerin fiyatlarını yüksek, maliyetlerini düşük alarak kamulaştırma bedellerinin yüksek çıkmasına neden olduğunu, hükme esas raporda buğday, karışık sebze ve kuru fasulye münavebesi alınarak, bilirkişilerin sebze münavebesi ile bedelin yüksek hesaplanmasına neden olduğunu ve yörede yetişen hakim münavebe ürünlerin esas alınması ve kapitalizasyon faiz oranının % 6-7 oranında alınması gerektiğini, taşınmaz kuru arazi olmasına rağmen sulu kabul edilmesinin nedeninin ve kaynağının ne olduğunun açıklanmadığını, taşınmaz içinde bulunan ev için yapılan yapı tipi tespitinin hatalı olduğunu ve davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir metodu uygulanarak değer biçilmesinin doğru olduğu, yörede mutat olarak ekilen ürünlerin münavebesi ile taşınmazın niteliğine uygun oranda kapitalizasyon faizi uygulanmasında ve m² birim bedelinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yapının alanının acele kamulaştırma ve dosya kapsamındaki fen bilirkişi raporunda 124,89 m² olarak tespit edildiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapı alanının 129,92 m² ile fazla bedele hükmedilmesi ve 7139 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesiyle 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesi, 27.11.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeline davalının istinaf talebi olmadığından İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar faiz işletilerek işlemiş nemalarıyla birlikte davalılara derhâl ödenmesine ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arazi niteliğindeki … ili, … ilçesi, … köyü, 179 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak; üzerindeki yapıya 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınarak, yaşına uygun yıpranma payı da düşülmek suretiyle değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 2019 … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin uygulanması, dava konusu taşınmazın belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre belirlenen kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.

4.Acele kamulaştırma dosyasında mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın yöredeki taşınmazları sulayan mevcut kaynaklardan taşınmaza getirilen arklar ile sulanabildiği tespit edildiğinden dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

6.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.