Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/2791 E. 2023/6430 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2791
KARAR NO : 2023/6430
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince karar düzeltme istemi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya direnme kararı verilmiştir.   

Mahkemece verilen direnme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılan inceleme sonunda mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle davalı idare vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğundan dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi eski 6150 parsel sayılı taşınmazda yapılan şuyulandırma işlemi neticesinde müvekkilinin murisine ait 3.173,20 m²sinin bedele dönüştürüldüğünü, idarece takdir edilen bedelin artırılarak değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı, görev ve dava ehliyeti yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca hisseye takdir edilen ipotek bedelinin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
(Kapatılan) Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 16.09.2019 tarihli ve 2010/160 Esas, 2010/349 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Onama Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucu; Mahkeme kararı karar usul ve Kanuna uygun bulunduğundan Dairemiz 02.03.2015 tarih ve 2014/27609 Esas ve 2015/3851 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.

B. Karar Düzeltme İstemi Üzerine Bozma Kararı
1. Dairemizin yukarıda belirtilen onama kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda, dava konusu edilen 103.000 m² yüz ölçümlü 6150 parsel sayılı taşınmazın 20000/103000 oranındaki hissesinin 1978 yılında davacı tarafından satın alınıp, muhtelif tarihlerde ve küçük paylar halinde pek çok satışa konu edilerek, en son davacının uhdesinde 1984 yılı itibarıyla 4078 m² hissesinin kaldığı, bu hissenin 1996 yılında düzenlemeye alınarak, 904 m²lik kısmın imar düzenleme ortaklık payı olarak kesilmesinden sonra geri kalan 3173,20 m²lik payın dağıtım cetvelinde ”2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesine göre terkin” olarak gösterilmesi sebebiyle tapudan resen ve bedelsiz olarak terkin edildiği anlaşıldığından, öncelikle dava konusu edilen 6150 parsel sayılı taşınmazın özel parselasyona veya malikleri arasında fiili/rızai bir taksime konu edilip edilmediği tespit edilerek, özel parselasyon veya fiili taksimin varlığının tespit edilmesi halinde davacının imar uygulaması sırasında bedelsiz olarak tapudan terkin edilen 3173,20 m²lik payının özel parselasyon ya da malikler arasında yapılan fiili taksimde yol ya da yeşil alan gibi yerlere rastlayıp rastlamadığı, yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti eşliğinde mahallinde yapılacak keşif ile saptanarak, dava konusu hissenin özel parselasyon ya da fiili taksim sonucu oluşan kullanım alanları içerisinde yol, yeşil vs. alanlara rastladığının tespiti halinde bedeline hükmedilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
1. Mahkemesinin 11.12.2015 tarihli ve 2015/212 Esas, 2015/446 Karar sayılı kararı ile önceki gerekçeye ek olarak; dosyadaki tapu kayıt ve yazı cevaplarına göre 6150 parselin aktif olmadığı, kaydının imar uygulamasıyla kapatıldığı; aktif olduğu dönemde de özel parselasyona tabi tutulmadığı, bu hususta tapu kaydında özel parselasyonun bulunmadığı, Ümraniye Tapu Müdürlüğünün 06.06.2013 tarihli yazısında bahsedilen özel parselasyonun, yazı ekindeki mevcut olup ve bu özel parselasyona dayanak olan kararın belediyenin imar uygulama encümen kararı olduğu, şuyulandırma ile imar parsellerine türetildiği, mahallinde yapılan keşifte bizzat yapılan gözlem ve alınan bilirkişi raporlarında da fiili taksimi gösteren hiçbir kullanımın bulunmadığı, bu aşamada tüm hissedarlar sırayla dinlense ve fiili/rızai taksimin bulunduğunu veya bulunmadığını bildirseler de buna göre verilecek kararın son derece sakıncalı olacağı, zira eldeki şuyulandırma cetveline göre onların da hissedar ve alacaklı olmaları nedeniyle verecekleri beyanla bağlı olarak hak kayıplarının olabileceği, aldıkları ipotek bedellerini ve artırımlarını iade etmemek için fiili kullanımı kabul etmeyebilecekleri, davalı idare vekilinin karar düzeltmede dayandığı özel parselasyonun belediyece yapılan imar uygulamasındaki işlem olduğu, özel parselasyon yokken varmış gibi şuyulandırma cetveline şerh düşülmek suretiyle akçalı yükümlülükten kurtulunamayacağı, aynı 6150 parselin birçok hissedarı yönünden ipotek alacağı takdir edilmişken, iki hissedar yönünden bu şerhin konulmasının bir dayanağının olmadığı, belediyenin elinde özel parselasyona veya en azından fiili kullanım biçimlerine göre yerlerin oluşup davacıya düşen hissenin de yol veya kamuya ayrılan bir kısma isabet ettiğine dair bir tutanak veya araştırmanın bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

2. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizce direnme kararının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/5-2371 Esas, 2021/1451 Karar sayılı ilâmı ile yapılan inceleme sonunda mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ ve HUKUK GENEL KURULU KARARI
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; direnmeye esas hükmün bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 6745 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan peşin harcın istek hâlinde davalı idareye iadesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.