Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/2581 E. 2023/8698 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2581
KARAR NO : 2023/8698
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1191 Esas, 2022/2021 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/103 Esas, 2022/97 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi 1929 nolu parsele davalı belediyenin kamulaştırmasız el attığından bahisle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, müvekkil idarenin taşınmaza fiilen bir müdahalesinin olmadığını, taşınmaza cepheli cadde ana arter olmadığından husumet itirazları bulunduğunu, uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, taşınmazın el atma tarihinde tarla niteliğinde olup, olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza biçilen değerin çok düşük olduğunu, sundukları emsallerin nazara alınmamasının yerinde olmadığını, her bir müvekkil için ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza cepheli cadde ana arter olmadığından husumet itirazları bulunduğunu, hükme esas alınan rapordaki emsal uygulamasının yerinde olmadığını, biçilen değerin kabul edilmediğini, m² bedelin 1. Bilirkişi raporundaki gibi 3.000,00 TL/m² olması gerektiğini bildirmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından el atıldığını, dolayısıyla husumetin doğru yöneltildiği, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre belirlenen bedelin uygun bulunduğu, dava konusu taşınmaz aynı olup dava tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacılar lehine tek vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’un (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi 1929 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibari ile doğru olduğu gibi fiilen el atılan alanlarla birlikte proje bütünlüğü ilkesi gereği el atılan bölümden arta kalan bölümlerinde bedeline hükmedilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

4.Yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesi dosya arasında bulunan bilirkişi kurulu raporlarında; dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının 3000.00 TL, 3800.00 TL, 3500.00 TL, 2.626.00 TL, 6500.00 TL, 3750.00 TL olarak belirlendiği ve mahkemece verilen ilk kararda 3.800.00 TL m² birim fiyatı üzerinden hüküm kurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası düzenelen bilirkişi kurulu raporlarında ise taşınmazın m² birim fiyatının 5000.00 TL, 6000.00 TL ve en son olarak 8000.00 TL olarak belirlendiği ve son kararda mahkemece taşınmazın m² birim fiyatını 8000.00 TL olarak belirleyen bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır.

5.Dosya arasında taşınmaza birbirinden çok farklı m² birim fiyatları belirlendiğinden ve hükme esas alınan raporda dava taşınmaza uzak mesafede bulunan taşınmaz emsal alınmak suretiyle bedel tespit edildiğinden hükme esas alınan bilirkişi raporları inandırıcı bulunmamıştır.

6.Bu itibarla; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

7. Davacılar vekili tarafından sunulan 24.07.2023 tarihli dilekçe ile davacı … adına açılan davanın 6100 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesi uyarınca geri alındığını beyan ettiği anlaşıldığından adı geçen davacı hissesine isabet eden bölüm bakımından dilekçe doğrultusunda işlem yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Taraf vekillerinin temyiz temyiz kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.