Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/2317 E. 2023/6441 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2317
KARAR NO : 2023/6441
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca direnme kararı gerçek bir direnme kararı olmadığı değerlendirilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde; davalı adına kayıtlı … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … mevkii, 136 parselde kayıtlı taşınmazın 3.951,70 m²sinin ve 137 parselde kayıtlı taşınmazın 3.955,59 m²sinin Enerji Piyasası Denetleme Kurulunun 29.01.2015 tarihli ve 5449-11 sayılı kararı ile kamulaştırmasında kamu yararının bulunduğunu, Bakanlar Kurulunun 04.05.2015 tarihli 2015/7790 Karar sayılı kararı ile de söz konusu kamulaştırmanın 2942 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi gereğince acele kamulaştırma olarak yapılmasına karar verildiğini, bunun üzerine Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2015 tarihli ve 2015/425 Esas sayılı ilâmı ile dava konusu edilen yere Maliye Hazinesi adına acele el konulmasına karar verildiğini; dava konusu taşınmazlarda dava açılmadan önce ya da dava süresince konacak her türlü takyidatın, tespit edilen kamulaştırma bedelinin ödenmesi zamanında dikkate alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … Mahallesinin merkezine oldukça yakın, düz ve eğimsiz yapıda olduğunu, … ilinin Büyükşehir olarak ilânından sonra kentin tamamının Büyükşehir Belediyesi yetki alanına girdiğini, kamulaştırma bedelinin emsal taşınmaz satımları dikkate alınmak suretiyle hesap edilmesi gerektiğini, kamulaştırma konusu alanın gerçek değerinin belirlenerek müvekkili davalıya ödenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2017 tarihli ve 2016/148 Esas, 2017/389 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.04.2018 tarihli ve 2018/194 Esas, 2018/467 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmazı da kapsayan acele kamulaştırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulunun 04.05.2015 tarihli ve 2015/7790 sayılı kararının Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 25.10.2017 tarihli 2017/2807 Esas, 2017/3241 Karar sayılı ilâmıyla iptal edildiği, aynı acele kamulaştırma kararına konu olan komşu taşınmazlardan Bandırma ilçesi, … Mahallesi 132 parsel ve 133 parselin maliklerinden Ayşe Bolat tarafından açıldığı; Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu ilâmı Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırma kararının tamamına hasren hüküm altına alındığı, kamulaştırma işlemlerinin ve davalarının en önemli idari işlem dayanağının acele kamulaştırma kararı olmakla Danıştayın iptal kararının tüm davalı paydaşları ve o bölgede ki tüm kamulaştırma işlemlerini etkileyeceğinden, iş bu davanın görülebilme şartının iptal kararıyla ortadan kalktığı sonucuna varıldığı; İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinin 28.09.2017, Danıştayın karar tarihinin ise 25.10.2017 olduğu, mahkeme kararının verildiği tarih itibarıyla Danıştay’ın henüz iptal kararını vermediği, bir başka deyişle karar tarihinde davanın görülebilme şartlarının mevcut olduğu, Danıştay istinaf aşamasında iptal kararını verdiğinden kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasının görülebilme şartlarının da istinaf aşamasında ele alınması gerektiği kabulü ile dava dosyası incelendiğinde; kamulaştırma işlemlerinin dayanağını teşkil eden yegâne idarî işlem, Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırılma yapılmasına ilişkin 04.05.2015 tarihli ve 2015/7790 sayılı kararı olduğu, Bakanlar Kurulunun bahsi geçen kararının, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 2017/2807-3241 sayı 25.10.2017 tarihli ilâmıyla iptal edilmiş olması karşısında iş bu davanın da görülebilme şartlarının ortadan kalktığının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca davanın reddine ilişkin yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.02.2020 tarihli ve 2018/9651 Esas, 2020/1510 Karar sayılı kararı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 29.01.2015 tarihli ve 5449-11 sayılı kararı ile Rüzgar Elektrik Santrali projesi kapsamında gerekli olan tesislerin kurulabilmesi için dava konusu taşınmazların 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun (6446 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi uyarınca kamulaştırılmasında kamu yararı bulunduğuna dair karar alındığı, bu karara 16.02.2015 tarihinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından olur verildiği, 21.04.2015 tarihinde ise Maliye Bakanlığı tarafından söz konusu taşınmazlar için kamulaştırma kararı alındığı ve Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Bakanlar Kurulu tarafından taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin 04.05.2015 tarihli ve 2015/7790 sayılı acele kamulaştırma kararı alındığı, bahsi geçen Bakanlar Kurulu kararının Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 25.10.2017 tarihli, 2017/2807 Esas, 2017/3241 Karar sayılı ilâmıyla iptal edildiği anlaşılmış ise de davaya konu kamulaştırma işleminin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun kamu yararı kararı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının oluru ve Maliye Bakanlığının aldığı kamulaştırma kararı olduğu ve bu kararların iptaline yönelik herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı hususları gözönünde bulundurulduğunda işin esasına girilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemece Verilen Direnme Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli ve 2020/483 Esas, 2020/1254 Karar sayılı kararı ile bozma kararında belirtilen Maliye Bakanlığının 21.04.2015 tarihli kamulaştırma kararının davalı tarafa tebliğ edilmediği, dava dilekçesinde Maliye Bakanlığının bu kamulaştırma kararından dahi bahsedilmediği, hatta bu kamulaştırma kararının bozma ilâmı sonrası celp edilerek dosya içine alınabildiği, böylelikle davalı tarafın 21.04.2015 tarihli kamulaştırma kararından ve işlem evrakından istinaf mahkemesi gibi bozma ilamından sonra haberdar olduğu, dolayısıyla kendisine usulünce tebliğ edilmeyen, itiraz veya dava hakkı tanınmayan kamulaştırma işleminin davalı bakımından kesinleşmediği, davacının açtığı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının dayanağı olan acele kamulaştırma işlemine ait idarî işlemin/kamulaştırma kararının kesinleşmiş idarî yargı kararıyla iptal edilmesi, bozma kararında işaret edilen ve gerek dava dilekçesinde belirtilmeyen gerekse dilekçe ekinde bulunmayan Maliye Bakanlığının 21.04.2015 tarihli kamulaştırma kararı davalı maliklere tebliğ edilmediğinden 21.04.2015 tarihli kamulaştırma işleminin davalı taraf bakımından idari anlamda kesinleşmediği ve bu idari işleme karşı davalıların dava açma hürriyetlerinin bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizce direnme kararının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/5-986 Esas, 2022/1849 Karar sayılı ilâmı ile Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmayıp tamamen yeni bir inceleme ve gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğundan temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; direnmeye esas hükmün bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 29.01.2015 tarihli ve 5449-11 sayılı kararı ile Rüzgar Elektrik Santrali projesi kapsamında gerekli olan tesislerin kurulabilmesi için dava konusu taşınmazların 6446 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi uyarınca kamulaştırılmasında kamu yararı bulunduğuna dair karar alındığı, bu karara 16.02.2015 tarihinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından olur verildiği, 21.04.2015 tarihinde ise Maliye Bakanlığı tarafından söz konusu taşınmazlar için kamulaştırma kararı alındığı ve Maliye Bakanlığı’nın talebi üzerine, Bakanlar Kurulu tarafından taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin 04.05.2015 tarihli ve 2015/7790 sayılı acele kamulaştırma kararı alındığı, bahsi geçen Bakanlar Kurulu kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25.10.2017 tarihli ve 2017/2807 Esas, 2017/3241 Karar sayılı ilamıyla iptal edildiği anlaşılmış ise de; davaya konu kamulaştırma işleminin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun kamu yararı kararı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının oluru ve Maliye Bakanlığının aldığı kamulaştırma kararı olduğu ve bu kararların iptaline yönelik herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı hususları gözönünde bulundurulduğunda işin esasına girilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.