Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/2036 E. 2023/8466 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2036
KARAR NO : 2023/8466
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/831 Esas, 2022/2503 Karar
KARAR : Usulden ret/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/78 Esas, 2022/18 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ecrimisil istemi yönünden başvurularını usulden reddine, kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat istemine ilişkin talep yönünden davalı idarenin istinaf başvurusun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılardan … ve …’nin paylarına düşen miktarların Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, adı geçen davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin adı geçen davacılar dışındaki davacıların payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesi 12537 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın otopark yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmaza fiili bir el atmanın söz konusu olmadığını, öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartı olduğunu, müvekkili idarenin kayıtlarında davacı tarafça uzlaşma usulüne başvurulmadan davanın açıldığını, dava konusu parselin kamu ortaklık paylarından gelen alan olduğunu, bu nedenle imar düzenlemesinin idarece yapılmış olduğu kanaatiyle husumet yönlendirilmesinin doğru olmadığını, davanın müvekkili yönünden husumet yokluğundan reddi gerektiğini, kamulaştırmasız el atma şartlarını oluşturacak gerekli şartların oluşmadığını, taşınmazın hisseli olması nedeniyle değerinin düşeceğini, davalı idarenin kötü niyetli olarak ifade edilemeyeceğini, yapılan düzenlemenin haksız işgal olarak anılamayacağından ecrimisil talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, istenen faiz türüne ve tarihine itiraz ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığından tespit edilen kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisilin davalı taraftan alınarak davacılara verilmesine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, ecrimisil tazminatı bedeli ve kamulaştırmasız el atma tazminat talepleri için ayrı ayrı vekâlet ücreti takdiri gerekirken toplam bedel üzerinden vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, belirlenen bedelin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın karşılaştırılmasının doğru yapılmadığını, ecrimisil tazminatı koşullarının oluşmadığını ve tazminatın yüksek belirlendiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını beyan ederek İlk Derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asfalt dökülerek oto-park yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın filen el atılan arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, mahkeme hükmünde usul ve Kanuna aykırılık bulunmadığından davalının kamulaştırmasız el atmaya yönelik istinaf isteminin esastan reddine, davacılar vekili ecrimisil tazminatı vekâlet ücreti ve davalı vekili ecrimisil tazminatı yönünden istinaf talebinde bulunmuş ise de İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla her bir davacıya düşen ecrimisil tazminat miktarı İlk Derece Mahkemesi kesinlik sınırı içerisinde kaldığından taraf vekillerinin yapmış oldukları istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı anlaşıldığından, arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ile payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A.Davalı İdare Vekilinin Davacılar … ve …Paylarına İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B.Davalı İdare Vekilinin Davacılar … ve …Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.