Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/1596 E. 2023/8481 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1596
KARAR NO : 2023/8481
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2077 Esas, 2022/1862 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/448 Esas, 2022/337 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi 1625 parsel (yenileme ile 3297 ada 97 parsel) sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğunu, oldukça iyi bir konumda bulunduğunu, kamulaştırma sonucunda taşınmazda meydana gelecek değer kaybının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, taşınmazın değeri belirlenirken yalnızca taşınmazın özelliklerinin kıstas alınmamasını, emsal karşılaştırma yöntemiyle de hesaplama yapılması gerektiğini, kamulaştırılan 121 m²lik alanın arazinin tam ortasında bulunduğunu, bu nedenle kamulaştırma alanı dışında kalan alanın kullanımının da olumsuz etkilendiğini, kamulaştırma sonucunda müvekkiline ait arazinin %23′ üne tekabül eden 857 m²lik kısmından yüksek gerilim hattının geçeceğini, çevreye vereceği etkiler dikkate alındığında bu kısmın kullanılmaz hale geleceğini, kalan %67’lik alanın ise kullanımının olumsuz etkileneceğini, kamulaştırma bedeli tayin edilirken bu durumun da göz önünde bulundurulmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmişken, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin mağduriyete neden olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin aşırı derecede düşük olduğunu, yalnızca gelir yöntemine başvurulduğunu, taşınmazın değerinin emsal karşılaştırma yöntemine göre belirlenmesi gerektiğini, pilon yerinin taşınmazın tam ortasında bulunduğunu, kamulaştırma sonucunda taşınmazda meydana gelecek değer azalışının hatalı hesaplandığını, irtifak değer düşüklüğü oranının düşük uygulandığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun’un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, dava konusu taşınmazın keşif tutanağı ve bilirkişi raporu ile tespit edilen nitelikleri dikkate alındığında taşınmazın arazi olarak kabulünün yerinde bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre belirlenen kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranları ve belirlenen kamulaştırma bedeli adil ve hakkaniyete uygun olduğu gibi, değerlendirmeye alınan münavebe ürünlerinin de resmi verilerle uyumlu bulunduğu, değer kaybı oranı ve arta kalan alandaki değer düşüklüğü oranının doğru değerlendirildiği, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca açılan bedel tespit ve tescil davalarında aynı Kanun’un 15 inci maddesinin son fıkrasına göre değerlendirmenin dava tarihi esas alınarak yapılması gerekir. Bu nedenle dava konusu taşınmaza dava tarihi olan 2020 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden 2021 yılı resmi verileri esas alınarak değer biçen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir.

3. İrtifak hakkı karşılığının tespiti için yapılan hesaplamada, dava konusu taşınmazın yüzölçümünden, bedeline hükmedilen 121 m²lik pilon yeri alanının düşürülmemesi suretiyle fazla bedel hesaplanması hatalıdır.

4. Dava konusu taşınmazın niteliği, geometrik durumu, yüzölçümü ve enerji nakil hattının güzergahı dikkate alındığında irtifak hakkı nedeniyle değer düşüklüğü oranının taşınmazın tüm değerinin %8’ini geçemeyeceği gözetilmeden, daha yüksek oranda değer düşüklüğü tespit eden rapora göre irtifak hakkı bedelinin fazla belirlenmesi isabetsizdir.

5. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının büyüklüğü dikkate alındığında, kalan bölümde değer azalışı olmayacağı gözetilmeksizin %5 oranında değer azalışı olduğunu kabul eden bilirkişi raporu esas alınarak fazla bedele hükmedilmesi yerinde değildir.

6. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesi İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda, tespit edilen bedelden acele kamulaştırma dosyasında depo edilen bedelin mahsubu ile bakiye 10.393,34 TL’nin karar kesinleştiğinde ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, bu miktarın hak sahibine ödenmesine ilişkin ikinci karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması ve vadeli hesapta biriken nemalarının da hak sahibine ödenmesine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne, temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.