YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1558
KARAR NO : 2023/8181
KARAR TARİHİ : 02.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/254 Esas, 2022/303 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu taşınmaz bedelinin tespiti ve taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare, bir kısım davalılar kayyımı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, Sur ilçesi, … köyü 246/A parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılardan … vd. kayyımı vekili cevap dilekçesinde; idarenin kıymet takdirinde belirlenen bedelin düşük olduğunu, adil ve hakkaniyete uygun kamulaştırma bedeli belirlenmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.04.2011 tarihli ve 2011/49 Esas, 2011/294 Karar sayılı ilamı ile davacı idarece kamulaştırma işlemlerinin 2942 sayılı Kanun’un 7 inci ve 8 inci maddelerinde belirlenen usule uygun şekilde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2011 tarihli ve 2011/49 Esas, 2011/294 Karar sayılı ilamına karşı davacı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemece davalıların açık adresleri, 2942 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinde belirtilen tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptırılacak araştırma ile belirlenip, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre dava dilekçesi ve ekleri davalılara tebliğ edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2019 tarihli ve 2016/366 Esas, 2019/92 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2019 tarihli ve 2016/366 Esas, 2019/92 Karar sayılı ilamına karşı davacı idare ve davalılardan …ve diğerleri kayyımı vekilleri temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davalılardan … kızı …’e gerekçeli karar başlığında kayyım atandığı belirtildiği; ancak dosya içinde kayyımlık kararı bulunmadığı anlaşıldığından, var ise bu kişiye ait kayyımlık kararının dosya içine konulmasından, kayyım atanmamış ise kimliğinin tespit edilmesi, tespit edilememesi halinde kayyım atanarak usulüne uygun taraf teşkili sağlanması gerektiğinin düşünülmemesi ve tapu kaydında … kızı … ve … kızı … olduğu halde, kayyım atanan …’nin, … kızı mı, yoksa … kızı mı olduğu, kayyım atanan … kızı … ile tapu maliklerinden … kızı … ‘ın aynı kişi olup olmadığı, kayyım atanan … kızı … ile tapu maliklerinden … kızı …’nın aynı kişi olup olmadığı anlaşılamadığından, kimliklerinin ve adreslerinin tespit edilmesi için yeniden araştırma yapılıp, gerektiğinde tereddüte mahal vermeyecek şekilde kayyım ataması yapılarak davaya dahil edilmeleri gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2020/254 Esas, 2022/303 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve bir kısım davalılar kayyımı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tarla niteliğinde olduğunu, arsa olarak değerlendirilerek yapılan emsal karşılaştırmasının uygun olmadığını ve bedelin yüksek belirlendiğini ayrıca idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Bir kısım davalılar kayyımı temyiz dilekçesinde; mahkemece yapılan yargılamada tapu kayıt maliki olan ve açık kimliği tespit edilemeyen davalılar … kızı …, … kızı …, … kızı …, … kızı …, … kızı İmi’ye Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.05.2017 tarihli ve 2017/185 Esas, 2017/739 Karar sayılı kararı ile, …, …, …, … ve … ’a ise Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2018/373 Esas,2018/621 Karar sayılı kararı ile Diyarbakır Defterdarı … kayyım olarak atanmıştır. Yargılamada bu davalıları temsilen kayyım vekili olarak Hazine avukatlarınca takip edilmiştir. Fakat gerekçeli karar başlığında kayyım atanan bu davalıların eksik gösterilmesi ve esasında kayyım atama kararı olmayan bir kısım davalıların … (… Kızı), … (… oğlu’na) Kayyım atanmış gibi gösterilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Aynı şekilde Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2018/373 Esas, 2018/621 Karar sayılı kayyım atama kararı bulunan … ve …’ın kayyım atanmış davalılar kısmında gösterilmemesi ve bu davalılar yönünden hüküm tesis edilmemesi usul ve kanuna aykırı olduğunu, Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2018/373 Esas 2018/621 Karar sayılı ilamı ile kayyım atanan Davalı … ’ın isminin hükme esas alınan bilirkişi raporunda ödeme tablosu ile davalıların paylarının gösterildiği tabloda yer almadığı bu durumun infazda tereddüt yaratacağı ileri sürülerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazda kamulaştırma konusu taşınmaz bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir
3. Buna karşın, gerekçeli karar başlığında kayyım atama kararı olmayan … (… Kızı), … (… oğlu )’na kayyım atanmış gibi gösterilmesi ve tebligatların buna göre yapılması hatalıdır.
4. Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2018/373 Esas, 2018/621 Karar sayılı kararı ile tapu malikleri …, … ve … Kızı …’a kayyım atanmış olduğu halde karar başlığında gösterilmemesi ve adı geçenlere gerekçeli karar ve temyiz başvuru dilekçelerinin tebliğ edilmemesi usul ve kanuna aykırıdır.
5 . Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2018/373 Esas,2018/621 Karar sayılı kararı ile kayyım atanan davalı … Ulucan’ın hükme esas alınan bilirkişi raporundaki ödeme tablosunda payının gösterilmemesi infazda tereddüt yaratacağından doğru görülmemiştir.
6. Gerekçeli karar başlığında Çiğdem Çelebinin vasi olarak gösterildiği ancak ilgili vesayet dosyasının dosya arasında bulunmadığı dolayısıyla hangi davalının vasisi olduğu tespit edilemediğinden eksik inceleme ile karar verilmesi ayrıca vasi tayin edilen davalı payına düşen bedelin vasiye ödenmesine karar verilmemesi hatalıdır.
7. Kabule göre de; ikinci kararla ödenmesine karar verilen 2.987,92 TL ‘ye dava tarihinden dört ay sonrası olan 13.05.2011 tarihinden ikinci karar tarihine kadar, kalan 33.083,06 TL’ye 13.05.2011 tarihinden son karar tarihine kadar faizi işletilmesi gerekirken yazılı şekilde faize hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ile bir kısım davalılar kayyımı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararının BOZULMASINA,
Bir kısım davalılar kayyımından peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.