Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/1384 E. 2023/8075 K. 28.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1384
KARAR NO : 2023/8075
KARAR TARİHİ : 28.09.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2036 Esas, 2022/3307 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/395 Esas, 2020/423 Karar

Taraflar arasındaki dava konusu taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu Bursa ili, … ilçesi, … köyü 109 ada 35 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiğini ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; idare yönünden açılan davanın öncelikle husumet ve usulden, bu talepleri kabul edilmez ise esastan reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve belirlenen bedelin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin fahiş olduğunu, sorumlu idarenin Orman Genel Müdürlüğü olduğunu, taşınmazın sulu arazi olarak, kapitalizasyon faiz oranının %4 esas alınarak değer tespitinin hatalı olduğunu, davacının tapusunun iptali sebebiyle oluşmuş bir zararından bahsedilemeyeceğinden davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/67 Esas, 2018/307 Karar sayılı kararı ile orman sınırları içinde kaldığından bahisle tapu kaydının iptaline karar verilmesi karşısında davacının uğradığı maddi zararın tazmini gerektiği ve kararın 13.11.2017 tarihinde kesinleştiği gözetilerek, arazi niteliğindeki taşınmaza kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak uygulanarak, İlçe Tarım Müdürlüğünün verileri alınarak hesaplama yapılmasında isabetsizlik görülmediğinden davalı Hazine vekilinin istinafının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Bursa ili, … ilçesi, … köyü 109 ada 35 (eski 313) parsel sayılı 2.894,00 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın tapulama ile 28.06.1985 tarihinde dava dışı kişi adına tespit ve tescil edildiği, davacının 08.10.1987 tarihinde taşınmaza satın almak sureti ile malik olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 23.10.1996 tarihinde orman sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulduğu, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/67 Esas ve 2018/307 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu kararın 13.11.2017 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 28.01.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 inci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.