Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/1311 E. 2023/7791 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1311
KARAR NO : 2023/7791
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/583 Esas, 2021/334 Karar
KARAR : Ret

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi uyarınca kamulaştırmadan sonra edinilen taşınmazın irtifak hakkının davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 3227 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 1973 yılında kamulaştırma işlemleri tamamlanarak enerji nakil hattı geçirilerek irtifak hakkının idare lehine tescil edilmiş olduğunu, ancak daha sonra kadastro çalışmaları esnasında maddi hata sonucu kayıtlara geçirilmediğini, bu nedenle taşınmazın 487,78 m²lik kısım için irtifak hakkının davacı idare adına tesisi ve tescili talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar …, …, …, …, … ve davalı … vekili cevap dilekçelerinde özetle; açılan davanın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kendilerinin iyi niyetli olarak tapuya güvenerek gayrimenkulün üzerinde herhangi bir kayıt ve şerh olmaksızın taşınmaz iktisap ettiklerini, bir hata ve kusur var ise bunun sorumlularına rücu edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiği ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.07.2015 tarihli ve 2014/159 Esas, 2015/332 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı idare ile davalılardan … vekili ve … vd.ile bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan incelemede; dava konusu … Mahallesi 3227 ada 9 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan kök 154, 254 ve 255 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 13.08.1973 yılında kesinleştiği ve dava konusu irtifak haklarına ait tescilin kadastro tutunaklarında olmadığı anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutunakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunmaz ve dava açılamaz” hükmü gözetildiğinde davacı tarafça dava konusu taşınmaz üzerinden 1972 yılında irtifak geçirildiği ve 13.08.1973 yılında yapılan kadastro tespitleri sırasında bu irtifak hakkının tescil edilmediği iddası ile 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne dair hüküm kurulması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerinde kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmış olduğunu irtifak hakkının tescilinin yapılmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında irtifak hakkının kayıtlara geçirilmediğini, 3402 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını ve Anayasa Mahkemesi kararları da gözetilerek iş bu davanın 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi kapsamında değerlendirilerek davanın kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 437 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi.

3. 3402 sayılı Kanun’un 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu … Mahallesi 3227 ada 9 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan kök 154, 254 ve 255 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 13.08.1973 yılında kesinleştiği ve dava konusu irtifak haklarına ait tescilin kadastro tutunaklarında olmadığı; 3402 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutunakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunmaz ve dava açılamaz” hükmü dikkate alınarak davacı tarafça dava konusu taşınmaz üzerinden 1972 yılında irtifak geçirildiği ve 13.08.1973 yılında yapılan kadastro tespitleri sırasında bu irtifak hakkının tescil edilmediği iddası ile 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davacı idare vekilinin ileri sürdüğü temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.