Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/1266 E. 2023/7732 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1266
KARAR NO : 2023/7732
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1378 Esas, 2022/1970 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/29 Esas, 2021/184 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, … ilçesi, … köyü 137 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın davacı idare adına tesciline, yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline, yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedeline 4. ayın bitiminden itibaren karar tarihine kadar faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesini, emsal seçiminin hatalı olduğunu, emsal taşınmazın özel amaçlı satış olabileceğini, dava konusu taşınmazın m² birim fiyatı belirlenirken objektif kriterleri dikkate alınmaksızın soyut bir takım değerlendirmelerde bulunulduğunu, dava konusu taşınmazın emsal taşınmaza göre 1,27 kat daha değerli olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için birim fiyatının halihazırda 380,00 TL olarak tespit edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece hiçbir gerekçe göstermeden ek rapor taleplerinin reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda taşınmazın tamamını kaplayan çitlerin bedelinin hesaplanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın incelenen imar durumuna göre arsa niteliğinde olması nedeniyle emsal karşılaştırma yöntemi ile değer belirlenmesi doğru olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak alınan taşınmazın satışının uygun olduğu, dava konusu taşınmaz ve emsal taşınmazın imar uygulaması görmemiş kadastro parselleri oldukları, ayrıca dava tarihi itibarıyla belirlenen m² birim fiyatlarının ve buna göre yapılan karşılaştırma oranlarının uygun olduğu, bilirkişi kurulunun kanuna uygun olarak oluşturulduğu, parsel sorgu sisteminden yapılan gözleme, taşınmazın bulunduğu bölgenin gelişim kapasitesine ve bölgedeki benzer taşınmazlar ile ilgili Dairemizden geçen dosyalardaki verilere göre, dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerleme tarihi olan 22.01.2021 tarihi itibarıyla belirlenen 380,00 TL/m²lik birim fiyatının makul düzeyde olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların ve yapı bedelinin bilirkişi kurulu raporunda dava tarihi itibarıyla toplam 164.113,62TL olarak tespit edilmesinin makul olduğu ve yapı maliyet birim fiyatları ile yıpranma oranlarının yapıların sınıfları ile yaşları çerçevesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının dava tarihindeki yapı maliyet cetvelleri ile de örtüşür durumda bulunduğu, davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve 2942 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi gereğince yargılama giderlerinden davacı idare sorumlu olduğundan, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi halinde Anayasanın 46 ncı maddesinde düzenlenen “gerçek karşılığın ödenmesi” ilkesi ve dolayısıyla da mülkiyet hakkı ihlali söz konusu olacağından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve 2942 Sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine 6459 Sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca dava 4 aylık süre içerisinde sonuçlandırılmadığından tespit edilen kamulaştırma bedeline 4 üncü ayın bitim tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun hükme yönelik yapılan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmek suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, yol olarak terkine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.