Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/1263 E. 2023/8572 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1263
KARAR NO : 2023/8572
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1687 Esas, 2022/2043 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/104 Esas, 2021/216 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kocaeli ili, … ilçesi, … Mahallesi 1760 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Kuzey Marmara Otoyolu Kurtköy-Akyazı arası bağlantı yollarından oluşan proje güzergahı kapsamında kaldığından kısmen kamulaştırıldığını, Bakanlar Kurulu tarafından 19.10.2016 tarihli ve 2016/192 sayılı acele el koyma kararı verildiğini, Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/209 D. İş dosyası ile keşif yapılarak belirlenen kamulaştırma bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (29472 sayılı Kanun) 27 nci maddesi uyarınca bankaya bloke edildiğini, bedel tespiti konusunda ana dava açılmadığını, dava dilekçesinde taşınmazın tamamı hakkında kamulaştırma bedeli hesaplanması istenmekte ise de geriye kalan kısmın kullanıma elverişli olduğunu, esas yönünden davayı kabul etmemekle birlikte, eğer kamulaştırmasız el atma söz konusu olacak ise tapu kaydı ve akit tablosu araştırılarak, emlak vergi beyanları ile emlak vergisine esas asgari beyan değerlerinin araştırılması, eğer taşınmaz arazi niteliğinde ise gelir metoduna göre değer biçileceğinden Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden münavebe usulü girdi, bedelleri, resmi ürün fiyatları, verim miktarını sorulması gerektiğini, sonuç olarak davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu, dava konusu taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilmesi doğru değilse de raporda kıyasi emsal olarak Kocaeli ili, Ş. Gündoğdu Mahallesi 141 ada 9, 10, 11 nolu parsel sayılı taşınmazların 22.06.2016 tarihli satışının ele alındığını, emsal taşınmazların dava konusu taşınmaza 5390 metre uzaklıkta ve oldukça küçük yüzölçümlü olduğunu, satışın eski tarihli olup, bu taşınmazların emsal olarak değerlendirilemeyeceğini, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların vergi beyan değerleri arasındaki oranlamanın yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda bu oranlamanın yapılmadığını, dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan geriye kalan alanlarının kullanıma elverişli olduğunu, arta kalan kısımda %10 değer düşüklüğü hesaplanmasının yönetmeliğe ve Yargıtay kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, 2942 sayılı Kanun ve Yargıtay kararları uyarınca, dava konusu taşınmazın özellikleri, bulunduğu konumu gibi özelliklerinin, emsal alınan taşınmazın üstün ve eksik yönleri kıyaslanarak değer tespiti gerektiğini, bilirkişi raporunun bu hususlar gözetilmeden karara esas alındığını belirterek, yerel mahkeme kararının bedel yüksekliği, taşınmazın vasfının hatalı bir şekilde arsa olarak tespiti sebebiyle kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak itirazları göz önünde bulundurularak davanın kabulüne, müvekkili idarenin her türlü harçtan muaf olması sebebiyle teminatsız olarak icranın ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen mahallinde yapılan keşif sonucu usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre belirlenen bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas. 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayriımenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas. 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulüniin bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın ınevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kantınu’nun 66 ıncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …’’ karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu Kocaeli ili, … ilçesi, … Mahallesi 1760 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmaza ilişkin hükme esas alınan raporda el atılan ve bedeline hükmedilen alan 3.284,68 m² olduğu halde hüküm kısmında 8.453,91 m² alanın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının üçüncü paragrafında yer alan “8453,91” sayısının çıkartılarak yerine “3.248,68” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.