Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/1233 E. 2023/8180 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1233
KARAR NO : 2023/8180
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.12.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28.04.2022
SAYISI : 2020/195 Esas, 2022/133 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak tünel geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rize ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi 665 ada 22 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın tünel yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek irtifak hakkı karşılığının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 19.06.2017 KGM onaylı Rize Kalkandere İl Yolu Rize … arası bölünmüş yolu revizyon planında km:2+750-2+850 civarında tünel-2’ye denk geldiğini, dava tarihi itibarıyla söz konusu kesimde kamulaştırma/irtifak planlarının bulunmadığını ve kamu yararı kararı alındığında irtifak için gerekli çalışmaları yapacaklarını belirterek davanın esastan reddini, el atıldığı iddia edilen kısım var ise yapılacak yargılama sonucunda Karayolları Genel Müdürlüğü adına tapuya irtifak hakkı olarak tesisini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma bedelinin davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tünel inşaatı nedeniyle dava konusu taşınmazda meydana gelen değer düşüklüğü oranının %10 alınmasının doğru olmadığını, değer düşüklüğü oranının neye göre belirlendiğinin açıklanmadığını, fen bilirkişi raporlarında irtifak alanlarının çelişkili olduğunu, 2.363,21 m² irtifak alanı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini ve tazminat bedelinin düşük tespit edildiğini, idare lehine verilen vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı idare vekilinin istinaf dilekçesi ile özetle; belirlenen bedelin yüksek belirlendiğini, rapordaki verilerin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın arsa olarak kabul edilmesinde, tünel geçirilen dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesine uygun, emsal esasına göre değer biçilmesinde, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve tünel inşaatının güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde ve davanın mahiyeti gereği bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Dava konusu taşınmazın altından geçen tünellerdeki taşıt trafiği nedeniyle taşınmazda oluşacak ses, gürültü, titreşim vb. sebeplerle meydana gelebilecek olumsuzluklar da dikkate alınarak, imar durumlarında değişiklik yapılıp yapılmadığı, yapılaşma yönünden kısıtlama getirilip getirilmediği hususu ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılıp, davalı idarenin yazı cevabına göre yapılaşma olacak kesimlerde tünel sebebiyle taşınmazın değerinde meydana gelecek değer düşüklüğü oranı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.

5. Dosya kapsamında farklı fen bilirkişilerinden el atılan alanlara ilişkin raporlar alındığı, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesi alınan 08.11.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda toplam irtifak alanının 1.431,75 m² irtifak alanı tespit edildiği; kaldırma kararı sonrası alınan 29.03.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda ise 2.363,21 m² irtifak alanı tespit edildiği halde 1.431,75 m²lik kısmın irtifak bedeline hükmedildiği anlaşıldığından fen bilirkişi raporlarındaki irtifak alanları arasındaki bu çelişki giderilmeden hüküm kurulması hatalıdır.

6. Davalı idare kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre davalı idare lehine reddedilen miktar üzerinden hükmedilen vekâlet ücretinin davacı vekili lehine hükmedilen vekâlet ücretini geçemeyeceği gözetilmeden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.