Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/1173 E. 2023/8387 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1173
KARAR NO : 2023/8387
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1497 Esas, 2022/2706 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/281 Esas, 2020/100 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, … Mahallesi, … ada 1 parselde müvekkilinin hisse sahibi olduğunu,söz konusu taşınmaza davalı idare tarafından, ana arter niteliğinde yol yapılmak suretiyle kalıcı nitelikte fiilen el konulduğunu, taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında kısmen yol kısmen de park alanında kaldığını, iskana elverişli olmadığını, davalı idarenin kamulaştırma ya da acele kamulaştırma kararı almadan taşınmazdan yol geçirmiş bulunması haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğundan bahisle açılan davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum adına ikame olunan davayı kabul etmediklerini, husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili Belediyenin ilgili idari birimi olan İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının 16.04.2018 tarihli yazısında “söz konusu Bursa İli Nilüfer ilçesi … Mahalessi … ada 1 parsel, Nilüfer Belediye Meclisinin 02.03.2016 tarihli ve 343 sayılı kararıyla 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında ” Park Alanı ” olarak onaylandığını, dava konusu taşınmazın fiilen el atılmayan kısımları bakımından görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydında ” Buski Genel Müdürlüğü lehine 461,11 m²lik sahada irtifak hakkı olduğunu, bu hususun tazminat bedeli hesaplanırken dikkate alınmasını talep ettiğini, yine dava konusu taşınmazın tarım arazisi veya arsa vasfında olup olmadığının tespitinin gerektiğini, taşınmazda düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılarak, kesilmemiş ise bu hususunun da göz önünde alınması gerektiğini belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin ilçe belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, el atılmayan kısımlar yönünden idari yargının görevli olduğunu, el atma olgusunun gerçekleşmediğini, emsal incelemesinin gereği gibi yapılmadığını, irtifaktan dolayı yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, belirlenen tazminatın yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planında yol ve park alanında kaldığı, taşınmazın fen bilirkişi tarafından (A) harfi ile gösterilen kısmına asfalt yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı, el atmanın kalıcı mahiyette olduğu anlaşılmakla; arsa niteliğindeki taşınmaza dava tarihinden öncesine ait özel amacı olmayan bir satışı esas alarak taşınmazların eksik ve üstün yanlarını karşılaştırarak, emsal incelemesi yöntemine göre değer biçilmesinde ve tapu kaydında bulunan irtifak hakkının oluşturacağı değer kaybının da hesaplamada dikkate alınması yerinde olduğu, fen bilirkişi tarafından (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısma fiilen el atılmamış olsa da imar planında park alanında olması ve proje bütünlüğü sebebiyle bu kısmın da bedeline hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı ile; “uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulu gerektiğine…” karar verilmiştir.

5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, taşınmazın fiilen el atılan kısmı ile proje bütünlüğü gereği fiilen atılmayan, ancak imar planında park kalan bölümün bedelinin davalı idareden tahsili karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanun’a uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.