YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9725
KARAR NO : 2022/19107
KARAR TARİHİ : 22.12.2022
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
– K A R A R –
Dava, kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/11 Esas, 2019/437 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan delil ve belgelere göre, dava konusu 1015 parsel sayılı taşınmaza yönelik 1995 yılında kamu yararı kararı alındığı, kıymet takdiri yapılarak bedelin davacılar murisi adına bankaya bloke edildiği, davacı tarafından 06.12.2017 tarihinde dava konusu 1015 parsel sayılı taşınmaz için davalı idare lehine tapuda rızaen ferağ verilmesi suretiyle taşınmazın davalı idare adına tapuya tescil edildiği, ancak kamulaştırma işleminin tebliğ edilip edilmediğinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi gereğince; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir.
05.05.2001 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 4650 sayılı Kanun’a ait 2942 sayılı Ana Kanun’un İşlenemeyen Geçici Madde 1’de yer alan “Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte, kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu Kanun hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır.” hükmü dikkate alındığında, dava konusu taşınmaza ilişkin kamu yararı kararının 4650 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce verildiği ve anılan hüküm uyarınca davacılara kamulaştırma evraklarının tebliğe çıkarılıp çıkarılmadığının tespiti gerektiğinden, bu husus araştırılarak;
1-Kamulaştırma evrakının tebliğe çıkarılmamış olması halinde, davacıların kamulaştırma bedelinin artırılması davası açma hakkının olmadığı, davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak kabulü ile davacılar tarafından dava konusu 1015 parsel sayılı taşınmaz için 06.12.2017 tarihinde davalı idare lehine tapuda rızaen ferağ verilmesi suretiyle taşınmazın davalı idare adına tapuya tescil edildiği gözetildiğinde, davalı idarenin kamulaştırmasız el atmasından söz edilemeyeceğinden, davanın reddine,
2-Kamulaştırma evrakı tebliğe çıkarılmış ve yapılan tebligat geçersiz ise anılan hüküm uyarınca davacıların kamulaştırma bedelinin artırılması davası açma hakkının bulunduğu dikkate alınarak, esasa ilişkin,
Tebligatın geçerli olduğunun tespiti halinde ise tebliğden itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde kamulaştırma bedelinin artırımı davası açılmadığından davanın reddine,
Karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/11 Esas, 2019/437 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.