YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9584
KARAR NO : 2023/362
KARAR TARİHİ : 16.01.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/5 Esas, 2020/293 Karar (Birleştirilen Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/247 Esas, 2020/48 Karar sayılı dosyası)
Taraflar arasındaki asıl dava, kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescili, karşı dava ve birleştirilen dava ise tapu kaydının kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığından iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl, karşı ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükümleri kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararları üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl dava, karşı dava ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda tamamının orman sahası içinde kaldığının tespit edildiğini, davalılar tarafından taşınmazın tapu kaydındaki orman şerhinin terkini için Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/764 Esas, 2002/617 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını; ancak işbu davanın ret ile sonuçlandığını, bu nedenle davalılar adına olan tapu kaydının iptalinin gerektiğini belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Karşı davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ve murislerinin tapu siciline güvenerek dava konusu taşınmazı edindiğini ve uzun yıllardan beri kullandıklarını, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuş, ayrıca 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan kusursuz sorumlu olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL tazminat talep etmiştir.
3. Birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; tapu kaydındaki “Devlet ormanı” şerhi nedeniyle mülkiyet hakları ihlâl edilen davacı müvekkillerin maddi zararlarının tespiti ile fazlaya dair hak ve taleplerimiz saklı kalarak 10.00.00 TL tazminat talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar … ve … ile davalı … mirasçıları dahili davalılar …, … ve … vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin ve murislerinin tapu siciline güvenerek dava konusu taşınmazı edindiğini ve uzun yıllardan beri kullandıklarını, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuş, ayrıca 4721 sayılı Türk Medenî Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan kusursuz sorumlu olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararlara karşılık olarak da dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL tazminatın karşı davalı … Hazinesinden tahsiline, her türlü yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Karşı davalı … Hazinesi vekili, davanın öncelikle husumet, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Diğer davalılar vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava, karşı dava ve birleştirilen davaların kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın müvekkil idare açısından husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekmekte iken davanın kabulüne karar verilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğunu, ormanların kadastro ve diğer işlemlerinin yanı sıra orman iddiasına dayalı olarak ortaya çıkan ihtilafların yargı mercileri önünde takip ve müdafaası da taraf sıfatına haiz ve husumete ehil bulunan … tarafından yerine getirildiğini, bu nedenle aleyhlerine açılan tazminat davasının husumet yönünden reddi gerektiğini, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı … vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; davanın müvekkili idare açısından husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekmekte iken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanın satışının mümkün olmadığını; bu nedenle satış rayici de belirlenemeyeceğinden orman olması nedeniyle tapusu iptal edilen taşınmazlar için tazminat ödeneceğine dair hüküm bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat bedelinin gerçek bedelin çok üzerinde olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescili, karşı dava ve birleştirilen dava ise tapu kaydının kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığından iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Kocaeli ili, … ilçesi, … Mahallesi 109 parsel sayılı, 8.440,00 m² yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmazın 1956 yılında yapılan kadastro çalışması ile davalı-karşı davacıların mirasbırakanları adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın davacılara intikal ettiği, taşınmazların beyanlar hanesine … tarafından 03.05.1982 tarih ve 1738 yevmiye numaralı işlem ile “Taşınmazın tamamı orman sınırı içerisinde kalmaktadır.” şeklinde şerh konulduğu, … tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemi ile eldeki asıl davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Asıl dava yönünden dosyadaki delil ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığından bahisle davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, karşı dava ve birleştirilen dava yönünden yapılan incelemede ise hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup davalı … vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.