Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/9582 E. 2023/627 K. 23.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9582
KARAR NO : 2023/627
KARAR TARİHİ : 23.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görmemesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Beldesi, 8 ada 4 parsel sayılı 1499 m² yüzölçümlü taşınmazın, müvekkili tarafından 01.03.1995 tarihinde satın alındığını, ancak Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2004 tarihli ve 2002/277 Esas, 2004/11 Karar sayılı kararı ile çifte tapu oluştuğu gerekçesiyle 455,26 m² bölümünün iptal edilmek suretiyle mülkiyeti ihlal edildiğinden 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulması nedeniyle Devletin sorumlu olduğu iddiasıyla gerçek zararının tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine; cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.03.2014 tarihli ve 2013/199 Esas, 2014/151 Karar sayılı kararı ile Hazine aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda;
a. Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan 12.09.2005 tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re’sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerini karşılaştırıldığı rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuyla hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu,

b. Eldeki dava fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmî dava şeklinde açıldığı ve davacı vekili tarafından ibraz olunan 11.03.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi harçlandırılmadığı, bu nedenle ıslah harcı yatırılmadan, arttırılan kısım yönünden de tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı,

c. Kabule göre de; dava konusu taşınmazın iptal edilen 455,26 m² bölüm yönünden hükmedilmesi gerekirken, davacının mülkiyetinde kalan bölümü yönünden yapılan satış nedeniyle gerçek değerde indirim yapılmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; somut zararın tespit edilen zarardan çok daha fazla olduğunu, mahkemenin 2009/351 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan aynı yere ilişkin ve aynı hukuksal ilişkiye dayalı olarak açılan davada 21.09.2012 tarihi itibarıyla m² birim değerinin 500 TL olarak hesaplandığını, gerçek zararın dava tarihi itibarıyla belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı Hazine temyiz dilekçesinde özetle, eksik inceleme sonucu işbu kararın verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakameleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki… köyü, eski 8 ada 4 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak tazminata hükmolunmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.