Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/9553 E. 2023/285 K. 12.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9553
KARAR NO : 2023/285
KARAR TARİHİ : 12.01.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Kocaeli ili, … ilçesi, … Mahallesi 137 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, taşınmazın etrafının son derece gelişmiş olduğunu, ulaşım imkanlarının iyi olduğunu, etrafında organize sanayi bölgelerinin bulunduğunu, arsa vasfında olduğunu ve emsal karşılaştırması yapılarak taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı mevkide yer almadığını, satışın eski tarihli olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi beyan değerleri arasındaki oranlamanın yapılmadığını, bilirkişi raporunda tek kıyasi emsal ile dava konusu taşınmaza değer biçilmesinin raporu sağlıksız kıldığını, emsal taşınmaz satışının gerçekleştiği tarihte üzerinde binaların olduğunu, bu nedenle emsal taşınmazın üzerinde yer alan binaların bedellerinin satış bedelinden düşülmesi gerekirken bilirkişilerin bu yönde herhangi bir hesaplama yapılmadığını, yapı ve ağaç bedellerinin fahiş hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bedelinin daha fazla olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın konumunun çok iyi olduğunu, taraflarınca sunulan emsal satışların dikkate alınmadığını, 338 ada 4 parselin aslında müvekkile ait parsel üzerinden değerlendirilmesi halinde daha yüksek rakamlara ulaşabileceğini, ayrıca emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmaz arasındaki değerlendirme yapılırken oranların hatalı alındığını, dava konusu taşınmazın bedelinin düşük hesaplandığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile emsal incelemesi yapılmak suretiyle dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın konum, nitelik ve vergi beyanları itibarıyla karşılaştırma yaparak benzer özellikleriyle üstün ve eksik yanlarını da belirtmek suretiyle 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi çerçevesinde her iki taşınmazı kıyaslayarak dava konusu taşınmazların değerini belirlemelerinde isabetsizlik bulunmadığı, bilirkişi heyet raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğu, aynı bölgeden taşınmazlara yönelik Daireye yansıyan dava dosyalarındaki birim değerleri ile uyumlu olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı mevkide yer almadığını, satışın eski tarihli olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi beyan değerleri arasındaki oranlamanın yapılmadığını, bilirkişi raporunda tek kıyasi emsal ile dava konusu taşınmaza değer biçilmesinin raporu sağlıksız kıldığını, emsal taşınmaz satışının gerçekleştiği tarihte üzerinde binaların olduğunu, bu nedenle emsal taşınmazın üzerinde yer alan binaların bedellerinin satış bedelinden düşülmesi gerekirken bilirkişilerin bu yönde herhangi bir hesaplama yapılmadığını, yapı ve ağaç bedellerinin fahiş hesaplandığını ileri sürerek ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bedelinin daha fazla olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın konumunun çok iyi olduğunu, taraflarınca sunulan emsal satışların dikkate alınmadığını, 338 ada 4 parselin aslında müvekkile ait parsel üzerinden değerlendirilmesi halinde daha yüksek rakamlara ulaşabileceğini, ayrıca emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmaz arasındaki değerlendirme yapılırken oranların hatalı alındığını, dava konusu taşınmazın bedelinin düşük hesaplandığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Kocaeli ili, … ilçesi, … Mahallesi 137 ada 4 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, üzerindeki yapılara Bayındırlık birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise maktu değer biçilerek adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.