YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9011
KARAR NO : 2023/2812
KARAR TARİHİ : 21.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan yapı ve ağaçların kamulaştırma bedellerinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare, davalılar ve aslî müdahil Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.03.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalılar vekili Avukat … ile davacı … Genel Müdürlüğü vekili Avukat … ve aslî müdahil Hazine vekili Avukat Gülsün Yılmaz Ayman gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; zemini Hazineye ait Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesi 27941 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki davalılara ait olan yapı ve muhdesatların asgari levazım bedeli ile ağaç bedellerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmaya ilişkin belgelerin kendilerine tebliğ edilmediğini, idare tarafından belirlenen kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu, belediye hizmetlerinden yararlandığını, arsa vasfında olduğunu, gerçek rayicin bulunması gerektiğini, ayrıca idarenin belirlediği kamulaştırmaya konu muhdesatların belirlenmesi işlemleri sırasında maddi hata yapıldığını, bazı seraların zeminde mevcut olmasına karşın kamulaştırma işlemine konu edilmediğini bildirip mahkemece belirlenecek kamulaştırma bedelinin faizi ile birlikte kendilerine ödenmesini talep etmiştir.
2. Aslî müdahil Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zemini Hazineye ait taşınmazlar üzerindeki muhdesatların 19.07.2003 tarihinden sonra yapıldıklarını bildirip bu muhdesatların da Hazineye ait olduğunu, 4706 sayılı Kanun gereğince muhdesatların bedelinin Hazineye ödenmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.07.2013 tarihli ve 2011/463 Esas, 2013/483 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 11.11.2014 tarihli ve 2014/6055 Esas, 2014/15915 Karar sayılı bozma ilâmı ile dava konusu yapıların ve seraların nitelikleri ayrı ayrı belirlendikten sonra değerlendirme tarihi olan 2011 yılına ait Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan yapı birim fiyat listesine göre ve bu listede plastik örtülü seraların 1. sınıf A grubu, cam örtülü seraların ise 1. sınıf B grubu yapılara dâhil edildiği dikkate alınarak; ayrıca yıpranma payı düşülmek ve seraların enkazının mal sahibine bırakılıp bırakılmadığı da araştırılmak suretiyle değerlendirme yapılması, dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların yaş ve cinslerine göre 2011 yılı itibarıyla rayiç fiyatlarını gösterir listenin İl Gıda Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporunun denetlenmemiş olması, davalılardan Tuncay ve …’a ait yapıların müştemilatın bir kısmının değerlendirme dışı bırakılmış olması, davalı …’a ait betonarme ev ve odunluk ile davalı …’a ait demir sundurmanın 19.07.2003 tarihinden sonra yapılıp yapılmadığı araştırılarak bu tarihten sonra yapıldığının anlaşılması durumunda 4706 sayılı Kanun’un 4916 sayılı Kanun ile değişik 5 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken, her üç yapı için de bedel belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, ağaçların yaşı ve cinsi hususunda dosya içindeki bilirkişi raporları arasında çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
3. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin bozma ilâmına karşı davalılar vekili süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurmuştur.
4. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 23.11.2015 tarihli ve 2015/4253 Esas, 2015/16972 Karar sayılı kararı ile Dairenin 11.11.2014 tarihli ve 2014/6055 Esas, 2014/15915 Karar sayılı ilâmının (5) numaralı bendinin metinden çıkarılmasına, yerine “Davalı …’a ait betonarme ev ve odunluk ile davalı …’a ait demir sundurmanın yapım tarihi araştırılarak, 5177 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile değişik 2942 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinin son fıkrası uyarınca asgari levazım bedeline hükmedilmesi gerekirken, mahkemece salt Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan yapı birim fiyat listesine göre ve yıpranma payı düşülerek değerlendirme yapılmış olması,” kısmının eklenmesine sair karar düzeltme nedenlerinin reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 07.06.2017 tarihli ve 2016/5 Esas, 2017/227 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 01.04.2019 tarihli ve 2017/32687 Esas, 2019/5930 Karar sayılı bozma ilâmı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda seraların yaşına göre daha yüksek yıpranma payı düşülmesi gerekirken yıpranma oranlarını düşük alarak yüksek bedel tespit eden bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alındığı ve kamulaştırma bedeline işleyen yasal faizin depo ettirilip, kamulaştırma bedelinin işlemiş faiziyle birlikte ulaştığı bedel yönünden hüküm kurulduğu hâlde, bozma sonrası temyize konu kararında ilk karar ile hüküm altına alınan bedellere yeniden faiz işletilmesine karar verildiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 29.01.2020 tarihli ve 20191/157 Esas, 2020/34 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 08.06.2021 tarihli ve 2020/4723 Esas, 2022/8471 Karar sayılı bozma ilâmı ile bozma ilâmı öncesi mahkemece verilen 07.06.2017 tarihli kararda davalılardan …’a ait 1.041,85 m² yüzölçümlü plastik seranın bedelinin 34.537,32 TL olarak belirlendiği hâlde davalı taraf lehine oluşan usulî kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, bu sera bedeli hesaplamaya dahil edilmeyerek davalı … payının eksik hesaplandığı, ilk bozma ilâmı öncesinde tespit edilen bedele ilk karar, son bozma ilâmı sonrasında tespit edilen fark bedele ise ikinci karar tarihi olan 07.06.2017 tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, tüm bedele son karar tarihine kadar faiz işletilmesine karar verildiği ve davacı idare tarafından fazla bloke edilen bedelin, davalı tarafa ödeme yapılmış ise bankadan çekilmesine kadar işlemiş faizi ile davalı taraftan alınarak davacı kuruma ödenmesine, ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine karar verilmediğinden gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece bozma ilâmı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulü ile tespit edilen bedelin davalılara ödenmesine, aslî müdahale davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararları dikkate alınmadan ve önceki kararlarla belirlenen bedeller için herbirine karar tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verildiğini, davacı idarece fazla yatırılan bedelin iadesine karar verilirken miktarın açıkça yazılmadığını ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynı bölgede diğer kamulaştırma bedel tespit tescil davalarında yıpranma paylarının hesabında yıpranma payı cetvelinde seraların basit yapı olarak değil, çelik karkas olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle de yıpranma paylarının düşük olduğunu, maddi hataya dayanan bozma ilâmından dönülerek seralara ilişkin bedellerin adil ve Anayasaya uygun şekilde düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Aslî müdahil Hazine temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından yapılan yargılama sırasında bozma ilâmı gereğince yeterli inceleme yapılmadan taleplerinin reddine karar verildiğinin ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, zemini Hazine’ye ait taşınmazlardaki davalılara ait yapı, muhdesat ve ağaç bedellerinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’nun 10 uncu, 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ve 19 uncu maddesinin son fıkrası.
3. 4706 sayılı Kanun’un 19.07.2003 tarihli ve Resmi Gazete’de yayımlanan 4916 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile değişik 5/son fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline ilişkin 12.12.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 03.07.2014 tarihli ve 2014/9 Esas, 2014/121 Kararı.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla aslî müdahil Hazine vekilinin tüm, davacı idare ve davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Davaya konu davalılara ait cam ve plastik seraların çelik konstrüksiyondan imal edildiğinden, yıpranma oranlarının da yaşlarına göre çelik karkas yapılara ilişkin olarak doğru belirlendiği hâlde Dairemizin 01.04.2019 tarihli ve 2017/32687 Esas, 2019/5930 Karar sayılı bozma kararında yıpranma paylarının düşük alındığına dair yapılan bozma kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği bu kez yapılan inceleme anlaşılmakla; Mahkemece maddi hataya dayalı olarak verilen bozma ilâmına uyulması taraflar lehine usulî kazanılmış hak oluşturmadığından, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan plastik ve cam seraların 03.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen oranlarda yıpranma payı düşülmesi gerekirken bu oranı daha yüksek alarak düşük bedel tespit edilmesi,
4. Mahkemenin bozma öncesi 29.07.2013 tarihli kararında dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından 27.02.2012 tarihinden karar tarihine kadar işlemiş yasal faizin depo ettirilip, kamulaştırma bedelinin işlemiş faiziyle birlikte ulaştığı bedel yönünden hüküm kurulduğu hâlde bloke edilen faizin mükerrer ödemesine sebebiyet verecek şekilde yeniden faiz işletilmesine karar verilmesi,
5. Bozma ilâmı sonrasında tespit edilen fark bedele ise 27.02.2012 tarihinden ikinci karar tarihi olan 07.06.2017 tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
6. Kabule göre de; davacı idarece fazla yatırılan bedelin iadesine ilişkin hüküm kurulurken infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde bedelin açıkca yazılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asli müdahil Hazine vekilinin tüm, davacı idare ile davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/66 Esas, 2022/144 Karar sayılı kararının yukarıda belirtilen sebeplerle BOZULMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 8.400,00 TL vekâlet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Aslî müdahil Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacı ve davalıdan peşin alınan temyiz başvuru harcının istenildiğinde iadesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.