Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/8134 E. 2023/3057 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8134
KARAR NO : 2023/3057
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.03.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacılar vekili Avukat … ile davalı idare vekili Avukat … gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle; Ankara ili, … ilçesi, … İmar Mahallesi, 44749 ada 1 parsel sayılı taşınmaza enerji nakil hattı (ENH) geçirilmek suretiyle el atıldığından bahisle fazlaya dair haklarını saklı tutarak kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın 380 KW Kayabaşı-Ankara (Sincan) Enerji Nakil Hattı ile 154 KW Sanayi–Sincan Enerji Nakil Hattı direkleri arasına isabet ettiğini, hattın kamulaştırma işleminin yapıldığını, kamulaştırma bedellerinin ödendiğini, davacının irtifak durumunu bildiği halde hisse satın aldığını, Enerji İletim Hattı nedeniyle müvekkili kurumca tesis edilen irtifak hakkının bir üst geçit hakkı olduğunu, 30.11.2000 tarihli ve 24246 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Kuvvetli Akım Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak belirli bir yüksekliğe kadar can ve mal emniyetini sağlayacak şekilde tesis edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın enerji nakil hattı koruma kuşağında kaldığını, alınan raporda mülkiyet kamulaştırması yapılması gerektiğinin belirtildiğini, irtifak kamulaştırma işleminin kesinleşmiş olması halinde belirlenecek olan mülkiyet bedelinden ancak irtifak bedelinin düşülebileceğini, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin emsal kararlarının dikkate alınmadığı kararın hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar parselinin altlığını oluşturan 1958 numaralı kadastro parselinden davalı tarafça geçirilen pilon yerleri ve ENH nedeniyle davacının bayilerine karşı kamulaştırma işlemi yapılıp, bedellerinin o zamanki maliklerine ödendiği, kamulaştırma ve irtifak kamulaştırmasının davalı adına tapuya tescil edildiği, davacının da bunu görerek imar parselinden hisse satın aldığı, davalı tarafça davacı payına ilişkin kamulaştırmasız el koyma durumunun söz konusu olmadığı, davacıya yeniden ödeme yapılmasının mükerrer ödemeye sebep olacağı gözetildiğinde, yazılı gerekçe ile davanın reddine dair kararda mahkemenin vaka ve hukukî değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kök malikleri tarafından tapuda verilmiş bir ferağ bulunmadığını, usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmadığını, davacıların mülkiyet hakkının tamemen yok edildiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazın öncesinde 2000 yılı onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planında “spor alanı” kullanımında iken 2012 tarihli revizyon imar planı ile “özel spor alanı” kullanımına ayrıldığı, daha sonra kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı kapsamına alınmasını müteakip 1/5000 ölçekli ve 1/1000 ölçekli planlarda yapılan değişikliğin Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.05.2017 günlü ve 1011 sayılı kararı ile onaylandığı ve taşınmazın imar planında serbest yapılaşma koşullarında “bölge parkı ve spor alanı” kullanımına dönüştüğü, ancak bu planın Ankara 9. İdare Mahkemesinin 16.10.2019 tarih ve 2017/2150 Esas, 2019/2062 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği, taşınmazın üzerinden davalı idare TEİAŞ’a ait olan 380 KW Kayabaşı-Ankara Enerji İletim Hattı ile 154 KW’lık Sincan –Sanayi Enerji İletim Hattının geçtiği, davacının dava konusu taşınmazdaki payını imar uygulaması sonrasında üzerindeki şerhlerle birlikte satın aldığı, 44749 ada 1 nolu imar parseli üzerinden yeni bir hattın geçirilmesi ve irtifak hakkı tesis edilmesinin söz konusu olmadığı, davacılar vekilinin talebinin dava dilekçesi, yargılama sırasındaki beyanları ve ıslah dilekçesi dikkate alındığında dava konusu taşınmazın imar uygulamasından önceki kadastro parseli olduğu dönemde geçirilen ve imar sonucu yeni parsele aktarılan enerji nakil hatları nedeniyle taşınmazın enerji nakil hattı koruma kuşağında kaldığı ve tamamının kullanılmaz hale geldiğinden bahisle mülkiyet hakkı bedelinin tahsiline yönelik olduğu anlaşılmıştır.

4. Dosyadaki belgelerden dava konusu taşınmazda davacı …’ın 402 m², …’ın 1.000 m² hissesinin bulunduğu, davacıların bu hisseyi 24.01.2013 tarihli ve 3686 yevmiye numaralı işlemle Osman Metin Soyarslan’dan satın almak suretiyle malik oldukları, tapu kaydının beyanlar hanesinde 7.9.1987 ile 11.08.1988 tarihli kamulaştırma şerhlerinin bulunduğu, dosyaya sunulan TEİAŞ Genel Müdürlüğünün yazılarından dava konusu imar parselinin geldisi olan 1958 numaralı kadastro parselinden davalı tarafça 380 KW Kayabaşı- Ankara 2. Sincan Enerji Nakil Hattı ve 154 KW Ankara 2. Sincan Sanayi Bölgesi Enerji Nakil Hattı ile pilon yerinin geçirildiği, bu nedenle taşınmazın 1996 yılında ifraz görerek 3540, 3614, 3615, 3616 numaralı kadastro parsellerinin oluştuğu, pilon yerine ilişkin kamulaştırılan yerler için davalı adına tapuda 3540, 3614 ve 3615 numaralı parselin tescil edildiği, enerji nakil hatlarının ise 3616 parsel üzerinde kaldığı ve parsel üzerinde 19.050 m²lik ve 15.819 m²lik sahada davalı lehine daimi irtifak hakkı tesis edilerek tapuya tescil edildiği, şuyulandırma cetveline göre 3616 numaralı parselin imar uygulamasına tabi tutulması sonucu TEİAŞ lehine mevcut toplam 34.869 m² irtifak hakkının kısmen dava konusu 44749 ada 1 No.lu imar parseline ait kayda 1995 ve 1996 yıllarında aktarıldığı; resmî akit tablosuna göre dava konusu payın kök 1958 parselde malik olan Nuri Yıldırım mirasçıları olan ve intikalen kamulaştırma sırasında malikler olan ve adlarına noter tebligatları çıkan Sabriye, Recai, Zekai, Mediha ve Hasan Hüseyin Yıldırım’dan geldiği, adı geçen maliklerin 24.05.1995 tarihli ve 2859 yevmiye nolu işlemle pilon yerlerine ilişkin 3540 parseldeki, 3614 ve 3615 parseldeki hisselerini bedelle istimlaken TEİAŞ Genel Müdürlüğüne sattıkları, 3616 parseldeki 15.819,00 m²lik ve 19.050,00 m²lik kısımlar için bedeli karşılığında … lehine irtifak hakkı tesisini istedikleri, irtifak hakkı ve istimlak bedellerini peşinen ve tamamen aldıklarını kabul ve beyan ettikleri, sonrasında halefiyet esasıyla satış ve trampa işlemleri neticesinde payın davacı tarafa aktarıldığı, davacı tarafın da irtifak haklarını görerek hisse satın aldığı, dolayısıyla davacı tarafın bu taşınmazdaki hisseleri satın aldığı tarihte taşınmaz üzerinde TEİAŞ lehine irtifak tesisleri yapılmış olup davacıların yeniden irtifak bedeli talep etmesi mümkün olmadığı gibi, pilon yerlerinin de davalı … adına sonraki imar parselleri olan 44749 ada 2, 3 ve 4 parseller olarak tescil edilmesi nedeniyle pilon yerleri ile ilgili olarak da kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyecektir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince aleyhine temyiz olunan davalı idare vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.