YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7854
KARAR NO : 2023/3058
KARAR TARİHİ : 28.03.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Kaldırılarak yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerice istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen, davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin başvurusunun ise tamamen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar, davalı … ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.03.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalılardan … vekili Avukat … ile … vekili Avukat … geldi, diğer davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile davacılar vekili duruşmaya katılmamışlardır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri adına kayıtlı Sakarya ili, … ilçesi, … Mahallesi, 951 ada ve 115 parsel sayılı 4.925 m² alanlı taşınmaza davalı idareler tarafından yol, asfalt, kaldırım, tretuvar, okul duvarı, okul bahçesi, okul yolu gibi çalışmalar kapsamında fiilen el atıldığını ve taşınmazın arta kalan kısımlarının da işe yaramaz hâle geldiğini, dava konusu taşınmazın imar planlarında park, yol, ilköğretim tesisi alanı ve kısmen de konut alanında kaldığını, taşınmazın konut dışındaki tüm alanlarına fiilen de yol ve okul çalışması kapsamında el atıldığından bu kısımların tamamen işe yaramaz hâle geldiğini, taşınmazın sadece konut alanı kısmının kullanılabilir vaziyette olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın konut alanı dışında kalan kısımlarının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden görev yönünden reddinin gerektiğini, belediyelerin görev dağılımları arasında kamulaştırılacak alanların büyüklüğü ve niteliği ile bazı paylaşımlar yapıldığını, taşınmazın ulaşım ağında ya da büyük nitelikteki park alanında kalıyor olması gibi durumlarda müvekkili idarenin kamulaştırma yetkisinin bulunmadığını, bu durumun teknik inceleme ile ortaya çıkacağını, dava konusu parselin toplu taşıma ağı içerisinde yer aldığını, bu durumun husumet itirazı açısından önem arz ettiğini belirterek davanın görev, husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar el atıldığı iddia edilen parsel tek olsa da, burada farklı idareler için farklı sebeplerle oluşan hukuki ihtilafın varlığının aşikâr olduğunu, farklı idarelerin farklı çalışmalarının varlığı iddiasının mevcut olduğunu, bu durumda farklı farklı dava açılması gerektiğini, davaların ayrılması gerektiğini, … Yavuz Selim İlkokulunun üzerinde yer aldığı … İlçesi, … Mahallesi 951 ada 116 parselin yıllardır 1970 yılından beri Maliye Hazinesi adına kayıtlı bulunduğunu, bu alanın mülkiyetinin idarelerine ait olduğunu, iddia edilen diğer alanlar için davacının tazminat talebinin ilgili belediyelere yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, taşınmazdaki park açısından 10.000 metre ve üzerindeki parklardan müvekkili belediyenin sorumlu olduğunu, ancak dava konusu alandaki parkların çok küçük boyutlarda olduğunda sorumluluğun … Belediye Başkanlığına ait olduğunu, taşınmazdaki yol açısından, 20 metre ve üzeri genişliğindeki yolların kamulaştırma sorumluluğunun Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, yolun genişliğinin 20 metreden az olduğunun tespiti hâlinde davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, taşınmazdaki ilköğretim tesis alanı açısından ise ilköğretim alanlarının kamulaştırma sorumluluğunun davalılardan Milli Eğitim Bakanlığına ait olduğunu belirterek öncelikle davanın husumet nedeniyle reddine, olmaması hâlinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar, davalı … ve davalı … vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın konut alanında kalan kısmıyla ilgili talep olmamasına rağmen davalı … lehine bedelsiz olarak tescil kararı verildiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 177 nci maddesine eklenen hükümle istinaf sonrası yapılan yargılamada tahkikat yapılması hâlinde ikinci kez ıslah yapılabileceği öngörülmesine rağmen yeni ıslah dilekçelerine itibar edilmeyerek ilk ıslah dilekçesine göre karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.
2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; imar planlarında eğitim tesis alanı olarak yer alan yerlerin tamamının kamulaştırılmasının bütçe olanakları itibarıyla mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın kamulaştırılamamasında bu yön itibarıyla müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, bilirkişi raporuna itirazları karşılanmadan hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiğini ileri sürmüştür.
3. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planında park alanı olarak yer alan kısmından da yol geçirildiğini ve yol olarak el atılan tüm alanlara ilişkin sorumluluğun Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, emsal incelemesinin usulüne uygun yapılmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda imar uygulaması yapılmadığı için terkin değil tescil kararı verilmesi gerektiğini, davacılar ihtiyari dava arkadaşı olmalarına ve tazminat bedelinin davacılara tapu kaydındaki payları oranında ödenmesi gerekmesine rağmen tazminat bedelinin davacılara müşterek ve müteselsilen ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, el atma tarihi tespit edilmeden müvekkili idare aleyhine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca müvekkili idare aleyhine 63.779,27 TL yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken daha yüksek miktarda yargılama giderine hükmedildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceğini, davacılar vekilinin 14.11.2016 tarihinde ıslah yoluna başvurmuş olduğu, İlk Derece Mahkemesince de bunun dikkate alındığını, 6100 sayılı Kanun’un 177 nci maddesine 7251 sayılı Kanun ile eklenen ikinci fıkra hükmünün aynı Kanun’un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki ıslahın bir kez yapılabileceğine ilişkin düzenlemeye bir istisna getirmediği, daha önce ıslah yapılmamış olması hâlinde Yargıtayın bozma kararından veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince tahkikata ilişkin bir işlem yapılması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilmesine imkân getirdiği anlaşıldığından davacılar vekilinin 26.04.2021 tarihli ıslah dilekçesine göre karar verilmesine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmediği; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporundaki bedele göre yol ve park alanlarına ilişkin el atma bedelinin davalı … Başkanlığından, okul alanına ilişkin el atma bedelinin davalı … Bakanlığından tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu, imar planının tarihi de gözetildiğinde el atmanın 04.11.1983 tarihi sonrasında olması nedeniyle nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu, ancak dava tarihinden önce alınan Sakarya Büyükşehir Belediyesi Meclisinin 11.11.2011 tarihli ve 10/465 sayılı kararıyla, genişliği 20 metreden az olan yollarda mülkiyet sorumluluğunun ilgili ilçe belediyesine ait olduğunun öngörüldüğü, anılan kararın mülkiyet sorumluluğu bağlamında kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı sorumluluğu ilçe belediyelerine yüklediği, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Meclisinin 11.10.2010 tarihli ve 10/405 sayılı kararının genişliğine bakılmaksızın hâlihazırda toplu taşıma ağında bulunan yolların yalnızca yapım, bakım ve onarım sorumluluğunu Sakarya Büyükşehir Belediyesine yüklediği, Harita Mühendisi … tarafından düzenlenen 15.07.2016 tarihli raporda dava konusu taşınmaz içerisinden geçen yolların 10 metrelik yollar olduğunun belirtildiği, bu hâliyle dava konusu taşınmaza fiili ve hukuki olarak gerçekleşen “yol” şeklindeki el atmalardan … Belediye Başkanlığının sorumlu olduğu, davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yöneltilemeyeceği, bu idare aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği ve hukuken geçerli 14.11.2016 tarihli ıslah dilekçesine göre davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken çelişki ve belirsizlik oluşturacak şekilde davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesinin doğru olmadığı;dava konusu taşınmazın tapu alanı ve fiili el atma alanları gözetilmeksizin ve yalnızca hukuki el atmaları esas alır şekilde 13.11.2020 tarihli fen bilirkişi raporu esas alınarak tapu iptali ve tescil/terkin kararı verilmesinin doğru olmadığı; Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesindeki hükme esas alınan Harita Mühendisi … tarafından düzenlenen 15.07.2016 tarihli kroki rapor ve 27.10.2016 (koordinatları gösteren) tarihli krokili ek rapor hukuki ve fenni esaslara uygun olup, bu raporun hükme esas alınması gerektiği; dava konusu taşınmazın imar planında konut alanında kalan kısmıyla ilgili bir dava olmadığı ve kısma ilişkin bir bedel ödenmediği hâlde bu kısma ilişkin tapu iptali ve tescil kararı verilmesinin hatalı olduğu; dava konusu taşınmazda davacılar 1/5’er payla malik olup, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin davacılara tapu kaydındaki payları oranında karar verilmesi gerekirken müşterek ve müteselsilen verilmesine karar verilmesinin doğu olmadığı; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 45 inci maddesine göre okul alanı el atılan kısmın Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmesi gerekirken davalı … adına tescil kararı verilmesi ve yargılama giderlerine hükmedilirken davalı … Bakanlığının harçtan muaf olduğu gözetilmeksizin başvurma, peşin harç ve ıslah harcı da yargılama giderleri arasına dahil edilip bölüştürülerek davalı … Bakanlığından harç tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar, davalı … ve davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumet itirazlarının reddinin hatalı olduğunu, imarda park olan kısımdan yol geçirildiğini, ancak bu kısıma imara aykırı el atmalarının söz konusu olmadığını, toplu taşıma güzergahında kalan bu yollardan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumlu olduğunu, bu yolların bakım ve onarımının bu idare tarafından yapıldığını; hükmedilen bedelle idare adına tescil /terkin kararı verilen alanların örtüşmediğini, İlk Derece Mahkemesi kararında fen bilirkişi …’nin 13.11.2020 tarihli raporundaki alanların dikkate alındığını ve 3794,78 m² alan için 2.217.844,62 TL’ye hükmedildiğini, ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararında geçen 15.07.2016 tarihli ve 27.10.2016 tarihli raporlar incelenince toplam sorumlu tutulan alanın 3687,48 m² olduğu yol olarak terkin olan, park olarak ve resmî alan olarak tescil edilen parçaların alanları değiştiği hâlde hükmedilen bedelin değiştirilmediğini; belirlenen m² değerinin fahiş olduğunu, uygun emsal incelenmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesi ve sonrası aynı emsal alındığı hâlde farklı m² değerleri tespit edildiğini, 1956 ve 1983 yılları arasında el atma olup olmadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Davalı … vekili ek temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bulunduğu bölgede 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18 inci ve 19 uncu maddelere göre arsa düzenlemesi yapılması için … Belediye Bşkanlığının 17.06.2022 tarihli ve 410 numaralı encümen kararının kabul edildiğini, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığının 20.07.2022 tarihli ve 52813 sayılı yazısı ile onaylandığını, İmar uygulamasının 21.07.2022’de askıya çıktığını bu uygulama ile dava konusu taşınmazda kısıtlılık hâlinin ortadan kalkacağını ileri sürmüştür.
4. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal incelemesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) uygun yapılmadığını, belirlenen değerin uygun olmadığını, 144 ada 6 parselde yer alan ilkokulun 1970’li yıllardan beri Hazine adına kayıtlı olduğunu ve mülkiyetinin iderelerine ait olduğunu, tazminat talebinin belediyelere yöneltilmesi gerektiğini, idarelerinin bütçesi gözetildiğinde imarda eğitim tesis alanı gösterilen yerin tamamen kamulaştırılmasının imkansız olduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 11 nci ve Ek 1 inci maddeleri.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanunu’nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dosya içeriğine göre davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dosya kapsamında defalarca farklı fen bilirkişilerinden el atılan alanlara ilişkin raporlar alındığı, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesi hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ile kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesi kararında hükme esas alınan fen bilirkişi raporu arasında alan farklılıkları olduğu, 11.06.2021 tarihli fen bilirkişi Mehmet Sak raporunda dava konusu taşınmazın tapu alanının 4925,00 m² olmasına rağmen sayısallaştırılınca 4982,88 m² olduğu, üstelik dava konusu taşınmazın 951 ada 375,242, 243 ve 244 parsellerle mükerrerlik durumu olduğu ve komşu parselden dava konusu taşınmaza bina tecavüzü olduğu belirtildiği hâlde Bölge Adliye Mahkemesi kararına esas alınan fen bilirkişi raporunda bu durumlara değinilmediği gibi fiilen el atılan ve fiili el atmadan arta kalan ancak imar planında okul alanı, park alanı, yol ve resmî kurum alanı olan kısımlar infaza yarar ölçekli “tek bir kroki” üstünde gösterilmemiş, infazı zorlaştırıcı şekilde fiili el atılan alanlar ayrı krokide, imar planında kamuya tahsisli alanlar ayrı krokide gösterilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de fen raporları arasındaki bu çelişkilerin bedele etkisi denetlenmeden hüküm kurulmuştur.
5. Davalı … vekilince dava konusu taşınmazın 2022 yıllında yapılan imar uygulaması gördüğü iddia edildiğinden imar uygulaması ile oluşan yeni tapu kayıtlarının ilgili Tapu Müdürlüğünden, şuyulandırma cetvelleri ve ekleri ile tapuya tescilleri sağlanan yeni parsellerin imarda kamuya özgülenip özgülenmediği, imar planındaki durumları ilgili Belediye İmar Müdürlüğünden sorulduktan sonra dava konusu taşınmaz ile imar uygulaması sonucu dönüştüğü parsellerin imar paftası üzerinde konumları işaretlettirilip, kroki üzerinde çakıştırılması suretiyle fen bilirkişisinden ek rapor alınması ve buna göre kamulaştırmasız el atma olgusunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar ve davalı … vekillerinin tüm, davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı … vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde olduğundan, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalı … vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalı … Başkanlığından peşin alınan temyiz başvuru harcının istenildiğinde iadesine, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.