Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/7162 E. 2022/17502 K. 05.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7162
KARAR NO : 2022/17502
KARAR TARİHİ : 05.12.2022

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

İLK DERECE
MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin esastan ret kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra, Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/124 Esas, 2021/233 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre arsa niteliğindeki Tekirdağ İli, Çorlu İlçesi, Türkgücü Mahallesi, 3493 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;
Kamulaştırma Kanunu’nun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.
Hükme esas bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile emsal olarak kabul edilen taşınmazların yüzölçümlerinin dava konusu taşınmaza kıyasla küçük olduğu Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Taktir Komisyonu’nca belirlenen emlak vergisine esas m² değerleri karşılaştırıldığında, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 15 ve 14,75 kat değerli sayılarak bedel tespit edilmesi nedeniyle rapor inandırıcı değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğü’nden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi hükmünün yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 05.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.