Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/7136 E. 2023/2807 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7136
KARAR NO : 2023/2807
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin başvurusunu esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.03.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalılar vekili Avukat … ile davacı idare vekili Avukat … gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi, 542 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelin taşınmazın gerçek değerinin oldukça altında kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın kıymetini etkileyen bütün nitelik ve unsurların ayrı ayrı değerlendirilerek taşınmazın hakkaniyete uygun gerçek karşılığının tespit edilerek, kamulaştırma bedeli olarak hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; idarenin Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, geri kalan miktarın ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; acele el koyma davasından hiç söz edilmediğini, taşınmaz bedelinin yüksek belirlendiğini, bilirkişi kurulu raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %6 olması gerektiğini, objektif değer artışı uygulanmasının doğru olmadığını, … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün resmî verilerinin esas alınması gerektiğini, fark kamulaştırma bedeline uygulanan faizin bitiş tarihinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; münavebenin hatalı belirlendiğini, ürün verimlerinin düşük alındığını, 2019 yılı verilerinin esas alınması gerektiğini, bedelin az belirlendiğini ve objektif değer artış oranının % 200 oranında olması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza net ürün geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibari ile doğru ise de dava konusu taşınmaz sulu tarım arazisi olduğundan, bilirkişi kurulunca münavebeye esas alınan buğdayın dekara verim miktarının 450 bostanın ise 2.200 kilogram alınması gerektiği, ayrıca dava konusu taşınmazın çıplak metrekare birim değerine %20 oranında objektif değer artışı uygulanmış ise de taşınmazın konumu, bilirkişi raporunda yazılı özellikleri, Coğrafi Bilgi Sistemleri parsel sorgu uygulamasından Dairemizce yapılan gözleme göre objektif değer artış oranının %60 oranında uygulanması gerektiğinden bahisle kamulaştırma bedelinin tespiti için bilirkişi kurulundan alınan ek rapor ile kamulaştırma bedelinin 219.851,56 TL fark bedelin süresi içerisinde bloke edildiği anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, objektif değer artışı oranının yüksek belirlendiğini, üretim masraflarının değerlendirme tarihi olan 2019 tarihi resmî verilerine göre düşük alındığını, kapitalizasyon faiz oranın gerekçesiz olarak yüksek alındığını, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, eksik inceleme ile metrekare birim fiyatının fahiş hesplandığını ileri sürerek temyiz itirazında bulunmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; münavebenin hatalı belirlendiğini, ürün verimlerinin düşük alındığını, 2019 yılı verilerinin esas alınması gerektiğini, bedelin az belirlendiğini ve objektif değer artış oranının %200 oranında olması gerektiğini, bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizinin uygulanmamasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu, 11 inci ve 15 inci maddeleri

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaz 2942 sayılı Kanunu’nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasını (f) bendi gereği olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden değerinin tespit edilmesi yöntem itibarıyla doğru ise de 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kanunu’nun 10 uncu maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davalarında değerlendirme; aynı Kanun’un 15 inci maddesi uyarınca dava tarihindeki resmi verilere göre yapılır.

4. Bu nedenle; karar tarihi itibarıyla resmî verilerin oluştuğu gözetilerek dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi olan 2019 yılı resmi verilerine göre değer biçilmesi gerekirken 2018 yılı resmî verileri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.

5. Bilirkişi kurulunca değerlendirmeye esas alınan münavebe ürünlerinin 2019 yılı itibarıyla ayrıntılı üretim giderini (harcama kalemlerini tek tek) gösteren veri cetveli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilip sermaye faizi, genel idarecilik giderleri, tarla kirası ve bilinmeyen masraflar kalemlerinin üretim masraflarına dahil edilmeyeceği göz önünde tutularak hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.

6. Kabule göre de; İlk Derece Mahkemesi kararı ile tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedel 14.471,75 TL’nin kesinleşince ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesaba yatırıldığı, Bölge Adliye Mahkemesinin 05.03.2021 tarihli ara kararı ile bu bedelin ödenmesine karar verildiği anlaşıldığından, 14.471,75 TL’ye 09.09.2019 tarihinden ara karar tarihi olan 05.03.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde İlk Derece Mahkemesi karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi hatalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 8.400,00 TL vekâlet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.