Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/6531 E. 2022/13836 K. 12.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6531
KARAR NO : 2022/13836
KARAR TARİHİ : 12.10.2022

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

İLK DERECE
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 28.02.2022 tarihli ve 2021/8947 Esas, 2022/3163 Karar sayılı ilâma karşı, davacılar vekilince verilen dilekçe ile maddi hatanın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Talep; maddi hatanın düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin karar, davacı vekilince temyiz edilmiş; Dairemizin 28.02.2022 tarihli ve 2021/8947 Esas, 2022/3163 Karar sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmiş, onama kararına karşı davacılar vekilince maddi hatanın düzeltilmesi isteminde bulunulmuştur.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; aşağıda yazılı gerekçelerle dosyanın bozulması gerekirken maddi hata sonucu yazılı şekilde onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından;
Davacı idare vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemizin 28.02.2022 tarihli ve 2021/8947 Esas, 2022/3163 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yeniden yapılan incelemede;
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/91 Esas, 2021/342 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dava konusu İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, İkitelli Köyü 52 pafta 2519 parsel sayılı taşınmazın Bakırköy Kadastro Mahkemesinin 1981/64 Esas sayılı dosyası nedeni ile mülkiyeti ihtilaflı iken Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından 01/02/1985 tarih ve 265/122 sayılı Bakanlık Oluru ile kamulaştırılmasına karar verildiği; mülkiyeti ihtilaflı olması nedeniyle Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/1407-471 E/K sayılı dosyasında taşınmaz maliklerinin temsili için kayyım tayin ettirildiği, kamulaştırma evrakının kayyıma tebliğ edildiği, kayyım tarafından Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/755 Esas sayılı dosyasında bedele artırım davası açıldığı, hükmün kesinleştiği, yine Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/553 Esas, 1990/1158 Karar sayılı ve 04.01.1991 tarihinde kesinleşen dosyasında Kamulaştırma Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca tescil davasının açıldığı mülkiyeti ihtilaflı taşınmaz hakkında; mülkiyet ihtilafı ile ilgili davanın tüm taraflarına Kamulaştırma Kanunu’nun 18 inci maddesi gereğince tebligatların yapılması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve mülkiyet ihtilafının sonucunun beklenmesi gerektiğinden, dava konusu taşınmazla ilgili olarak davacılar yönünden tamamlanmış bir kamulaştırma kararı bulunmaksızın, taşınmaza fiilen el konulduğu anlaşılmıştır.
21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 ve 27 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen ek-3, geçici 15 ve 17 nci maddeleri ile;
Ek-3 üncü maddesi ile “Mülga 31/8/1956 tarih ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu’nun 16 ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16 ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021-7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”
Geçici 15 inci maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun’un 16 ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16 ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17 nci maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanun’la bu Kanun’un ek 3 üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükümleri getirilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 12.10.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önce 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyet hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35 inci maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarih ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 ve 27 nci maddeleri ile 2942 sayılı Yasa’ya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarih 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16 ve 17 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun’un Mülga 16 ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16 ve 17 nci maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu’nun 16 ve 17 nci maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu’nun 16. maddesine dayalı tescil dosyası getirtilmediği gibi o tarihte taşınmaz mülkiyeti ihtilaflı olduğundan sözü edilen dosyadaki tüm taraflar dahil edilmemiş ve kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu’nun 16. md. tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki Kamulaştırma Kanunu’nun 16. maddesine dayalı tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde taraf tescili sağlanarak kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu’nun eklenen Ek-3 maddenin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.