Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/6075 E. 2023/3723 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6075
KARAR NO : 2023/3723
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/32 Esas, İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/174 Esas sayılı davaların kabulüne, birleştirilen İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/23 Esas sayılı dosyasında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen 2019/32 Esas, 2018/174 Esas davalar hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına birleştirilen 2018/23 Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı … ile davacılardan … vd. ve davalı idare vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı ve birleştirilen dosya davacısı vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.04.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı idare ve davalı vekilleri duruşmaya katılmadıklarından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekilleri dava dilekçelerinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 368 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara yol yapılmak suretiyle el atıldığından bahisle fazlaya dair haklarını saklı tutarak kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın, el atma tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma usulünün dava şartı olduğunu, hak düşürücü süre, zamanaşımı ve husumet konusunda itirazlarının mevcut olduğunu, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, bedelin talep edilmesine rağmen el atmanın vuku bulduğu tarihin açıklanmadığını, yine inşaat yapım aşamasında rızaen terkin olup olmadığının tespit edilerek varsa bu kısımlar yönünden davanın reddini, davacının el atma tarihini net olarak bildirmesi halinde kurum kayıtlarından buna ilişkin belgelerin ve kayıtların çıkartılabileceğini, davada hukuki el atma söz konusu ise bu açıdan görev itirazlarının bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava, birleştirilen İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/32 Esas ve İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/174 Esas sayılı dosyalarında açılan davalarının kabulüne, İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/23Esas sayılı dosyasında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşmanın dava şartı olduğunu, davacılar tarafından el atılan kısımda bedelsiz terk yapıldığını, el atmanın bulunmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu
ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kadıköy Tapu Müdürlüğünün 25.01.2019 tarihli ve 2806 yevmiye numaralı tescil istem belgesinden, yargılama sırasında dava konusu taşınmazda el atılan ve dava konusu olan 139,99 m²lik kısmın tüm davacı maliklerin muvafakati ile bedelsiz olarak yola terk edildiği yeni tapu kaydının oluştuğu, davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak konusuz kalan asıl dava, birleştirilen İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/32 Esas sayılı, birleştirilen İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/174 Esas sayılı davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare ile davacı … Ergüner ile davacılar … vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı … Ergüner vekili temyiz dilekçesinde özetle; yapılan işlemin kamuya terkin işlemi değil alan tashihi talebi olduğunu, terkin işlemi yapılmadığını sadece talepte bulunulduğunu, İlk Derece Mahkemesinde açılmış olan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası devam ederken, 6306 sayılı Kanun kapsamında inşaat ruhsatı alabilmek için Belediyeye müracaat eden yüklenici firmanın elindeki inşaat vekâletnamelerinde yer alan matbu yola terk yetkisi ile yola terk işlemi yaptırmış olmasının davacıların 40 yıldan beri doğmuş olan kamulaştırmasız el atma tazminat dava haklarının ortadan kaldıramayacağını, verilen kararın Anayasal hakların ihlali, usule ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davacılar Zerran Akpınarlı vd. ekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında belirtiği gibi kamuya terkin işleminin yapılmadığını, celbedilen belgelerden talebin sadece kamuya terkin işlemi alan tashihi talebi olduğunu, davalı … binanın riskli bina olması nedeniyle binalarını tahliye eden ve binalarını yıkarak arsaya dönüştüren, taşınmazlarında yeniden inşaat yapmak isteyen vatandaşların zor durumundan yararlanarak, inşaat yapabilmeleri için yıllar önce düzenleme ortaklık payı kesintileri yapılmış bir alanda tekrar bedelsiz terke zorlandığı, davalı idarece yıllarca haksız ve hukuksuz olarak el atılan alanların inşaat ruhsatı alınabilmesi için alan tashihi işlemi ile terke zorlandığı, fiili el atma nedeniyle bedeli ödenmeksizin kısıtlanan mülkiyet hakları nedeniyle tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılar lehine vekâlet ücreti verilmesine ilişkin kısmın idare lehine bozulması gerektiğinin ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; 17.042018 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile belirtilen 50,94 metrekarelik kısma davalı idarece yol yapılmak suretiyle el atıldığı, (B) harfi ile belirtilen davacıların kullanımında bulunana 89 metrekarelik kısmın imar planında ”yol” olarak ayrıldığı, Kadıköy Tapu Müdürlüğünün 25.01.2019 tarihli ve 2809 yevmiye nolu tescil istem belgesinin incelenmesinde yargılama sırasında dava konusu taşınmazda bedeline hükmedilen 139,99 metrekarelik kısmın davacıların vekili tarafından taşınmaz yüzölçümünün tashihi ile birlikte kamuya terk talebi ile bedelsiz olarak yola terk edildiği, yeni duruma göre tapunun oluştuğu anlaşılmıştır.

3. Buna göre; 2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca imar düzenlemesi sırasında malikinin muvafakati ile yol, yeşil alan ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alan için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı gibi karşılığı da istenemeyeceğinden ve dosya içeriğiyle İlk Derece Mahkemesince bedeline hükmedilen 139,99 metrekarenin davacıların muvafakatiyle ile tapuda bedelsiz terk edildiği anlaşıldığından asıl ve birleştirilen davaların konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare ile davacılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanun’a uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare ile davacılar ve birleştirilen dosya davacısından peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.