Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/5124 E. 2023/2265 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5124
KARAR NO : 2023/2265
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili, … ilçesi, … Mahallesi 2224 ada 28 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol, kaldırım ve otopark yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idarece el atılmadığını, uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2016 tarihli ve 2014/269 Esas, 2016/172 Karar sayılı kararı ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2016 tarihli ve 2014/269 Esas, 2016/172 sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.02.2019 tarihli ve 2017/19930 Esas, 2019/2486 Karar sayılı kararı ile taşınmaza kaldırım ve otopark yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı; ancak yargılama sırasında parke taşları sökülmek suretiyle el atmanın sonlandırıldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuş ise de; dosyadaki bilgi ve belgelere göre kaldırım ve otoparkın el atmaya son verilen kısmı ile caddenin diğer bölümlerinin bütünlük gösterdiği, davalı idarenin sadece davaya konu edilen taşınmaza rastlayan bölümlerde el atmaya son vermesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, el atmanın yol boyunca kaldırım ve otopark olarak devam ettiği anlaşıldığından, bu bölümün bedeline hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2019 tarihli ve 2019/137 Esas, 2019/251 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2019 tarihli ve 2019/137 Esas, 2019/251 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.11.2020 tarihli ve 2020/4045 Esas, 2020/9599 Karar sayılı kararı ile dosyaya getirtilen tapu kaydına göre davacılardan 10 nolu bağımsız bölüm maliki …’ın taşınmazı dava dışı …’a satmış olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, mahkemece yeni malike bildirimde bulunarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kabule göre de davacıların toplam payı 1456/1633 olup payları karşılığı hüküm altına alınması gereken bedel 580.045,33 TL olduğu halde ıslah gözetilmek suretiyle 580.045,24 TL bedele hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde fazlaya hükmedildiği gibi, davacıların paylarının da hükümde 1596/1633 pay olarak kabulü ile terkine karar verildiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda iddia olunan fiili el atma olayının davacıların kendi talepleri üzerine iyiniyet kuralları çerçevesinde gerçekleştiğini, kaldı ki el atma durumunun sonlandırıldığını, söz konusu otoparkı yine davacıların kullandığını, mahkemenin verdiği kararla birlikte taşınmazın kanunda düzenlenen çekme mesafesi şartlarını kaybederek “artık parsel” niteliğini alacağını, bu durumun davacıları ve diğer paydaşları etkileyeceğini, taşınmazın değerinin yüksek belirlendiğini, emsal alınan taşınmazın farklı bir ilçede bulunduğunu, arta kalan kısım için öngörülen değer azalışı bedelinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.