Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/4680 E. 2022/14330 K. 20.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4680
KARAR NO : 2022/14330
KARAR TARİHİ : 20.10.2022

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

MAHKEMESİ : Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Burdur İli, Merkez İlçesi, Özgür Mahallesi, 631 ada 709 parsel sayılı taşınmazın tamamının imar planında ağaçlandırılacak alana (mevcut Asri Mezarlık sahası) isabet ettiğini, alınan kamulaştırma kararı sonucunda idare ile yapılan görüşmenin anlaşmazlık ile sonuçlandığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; kamulaştırma işlemlerine başlanan taşınmaz için bedelde anlaşılamadığını, davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, imar planında ağaçlandırılacak alanda (mevcut Asri Mezarlık sahası) gösterilmenin mülkiyet hakkını sınırlamadığını, fiili el atmanın olmadığını, taşınmaz 24.06.1987 tarihinde onaylanan imar planında okul sahasındayken 01.10.2012 tarihli revizyon imar planını ile ağaçlandırılacak alana çevrildiğinden uzun yıllardır suskun kalınarak işlem tesis edilmeme durumunun olmadığını, davacının imar planına süresi içerisinde itirazda bulunmadığından imar planının kesinleştiğini, kamu hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için program ve ödeneğin yeterliliği çerçevesinde kamulaştırma işlemlerinin yapılabileceğini, idareleri kamulaştırma yapmaya zorlayıcı nitelikte yargı kararı verilemeyeceğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemlerine başlanan taşınmaz için bedelde anlaşılamadığını, davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, imar planında ağaçlandırılacak alanda (mevcut Asri Mezarlık sahası) gösterilmenin mülkiyet hakkını sınırlamadığını, fiili el atmanın olmadığını, taşınmaz 24.06.1987 tarihinde onaylanan imar planında okul sahasındayken 01.10.2012 tarihli revizyon imar planını ile ağaçlandırılacak alana çevrildiğinden uzun yıllardır suskun kalınarak işlem tesis edilmeme durumunun olmadığını, davacının imar planına süresi içerisinde itirazda bulunmadığından imar planının kesinleştiğini, kamu hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için program ve ödeneğin yeterliliği çerçevesinde kamulaştırma işlemlerinin yapılabileceğini, idareleri kamulaştırma yapmaya zorlayıcı nitelikte yargı kararı verilemeyeceğini, belirlenen tazminat ve ecrimisil bedelinin çok yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın imar planında “Ağaçlandırılacak Alan” olarak ayrıldığı, taşınmaza fiilen el atıldığı, taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilip emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığından davalı tarafın istinaf istemlerinin yerinde olmadığı, resen yapılan incelemede ise kaldırma kararı öncesinde, davacı tarafın kamulaştırmasız el atma tazminatını ıslah dilekçesi ile 607.537,00 TL’ye yükseltmesi nedeniyle davanın kısmen kabulü yerine kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı, ecrimisil tazminatı yönünden ise ilk derece mahkemesinin ilk kararına karşı davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurmadığı gözetildiğinde ecrimisil bedeli olarak tespit edilen 3.278,67 TL’nin davalı açısından usulî kazanılmış hak teşkil edeceği ve yargılama giderlerine kabul ve ret oranına göre hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz 24.06.1987 tarihinde onaylanan imar planında okul sahasındayken 01.10.2012 tarihli revizyon imar planını ile ağaçlandırılacak alana çevrildiğinden uzun yıllardır suskun kalınarak işlem tesis edilmeme durumunun olmadığını, davacının imar planına süresi içerisinde itirazda bulunmadığından imar planının kesinleştiğini, kamu hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için program ve ödeneğin yeterliliği çerçevesinde kamulaştırma işlemlerinin yapılabileceğini, idareleri kamulaştırma yapmaya zorlayıcı nitelikte yargı kararı verilemeyeceğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacılar tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. Anayasa’nın “Mülkiyet hakkı” kenar başlıklı 35 inci maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Arsa niteliğindeki Burdur İli, Merkez İlçesi, Özgür Mahallesi, 631 ada 709 parsel sayılı taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline ve ecrimisile karar verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davalı idare lehine oluşan usulî kazanılmış hak dikkate alınarak ecrimisil bedeline ve yargılama giderlerine ilişkin yeniden hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan temyiz harcının davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.