Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/3669 E. 2022/14578 K. 25.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3669
KARAR NO : 2022/14578
KARAR TARİHİ : 25.10.2022

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekili karar tarihinden sonra 28.12.2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince 23.11.2021 tarihli ve 2020/1419 Esas, 2021/2252 Karar sayılı kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin ek karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Odunpazarı İlçesi, Kırmızıtoprak Mahallesi, 13548 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen okul olarak kullanıldığını, bu nedenle taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; eldeki davanın hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle reddedilmesi gerektiğini, uzlaşma yoluna başvurulmadan dava açıldığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taşınmazın tapusunun iptali ve Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz bedelinin çok düşük hesaplandığını, emsal karşılaştırmasının Yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun yapılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, dava konusu taşınmazın imar uygulaması görmemiş kadastro parseli olduğunu, imar uygulaması yapıldığı takdirde el atılan alanların düzenleme ortaklık payı olarak kesileceğinden bedelinin tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin 28.12.2021 tarihli dilekçesinde; davadan feragat edildiğinin bildirildiği ve davacı tarafça vekile verilen vekaletnamede de davadan feragat yetkisinin bulunduğu göz önüne alındığında, feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında ek karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın da içerisinde bulunduğu yedi adet taşınmazın 6183 sayılı Yasa’nın Geçici 8 inci maddesi kapsamında müvekkil Belediyenin borçlarına karşılık Hazine’ye devredilmesi için anlaşma yapıldığını, bu anlaşma kapsamında eldeki davadan feragat edildiğini, zorunluluk nedeniyle davadan feragat edildiği halde, aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olarak açılan davada, davacının davadan feragat etmesi sebebiyle yargılama giderleri ile vekalet ücretinden hangi tarafın sorumlu olacağına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3.6100 sayılı Kanun’un “Davadan feragat” kenar başlıklı 307 nci maddesi şöyledir:
“Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”

4. 6100 sayılı Kanun’un “Feragat ve kabul halinde yargılama giderleri” kenar başlıklı 312 nci maddesi şöyledir:
“(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
(2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.”

5. 20.11.2021 tarihli ve 31665 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” kenar başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir.
“Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.”

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacının 28.12.2021 tarihli dilekçesinde; davadan feragat edildiğinin bildirildiği ve davacı tarafça vekile verilen vekaletnamede de davadan feragat yetkisinin bulunduğu göz önüne alındığında, feragat nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin 6100 sayılı Kanun’un 312 nci maddesi gereğince davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin yazılı şekilde ek karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazine’ye irad kaydedilmesine,25.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.