YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3092
KARAR NO : 2022/11001
KARAR TARİHİ : 15.06.2022
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nce esastan reddine ilişkin karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının Yalova Elyaf ve İplik San. Tic. A.Ş. çalışanı olduğu, şirket aleyhinde iflas kararı verildiği, davacının çalışanı olduğu şirket aleyhinde icra takibi başlattığı, alacağının tahsili amacıyla borçlu şirkete ait … parsel sayılı taşınmazlar üzerine haciz şerhi konulduğu, dava dışı yabancı uyruklu … şirketine 1-2-3 ve 4. derece ipotek haklarının temlik edildiğini, yabancı para üzerinden ve yabancı şirket lehine ipotek tesisinin bazı şartlara tabi olduğu, dava dışı … şirketinin bu şartları taşımamasına rağmen ipotek işlemi ve alacağın temliki işlemlerinin tapu müdürlüğünce usulsüz yapıldığı ve zarara uğratıldığı iddiasıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; ipotek işleminin yapıldığı 16/02/1996 tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ve 29/12/1934 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2644 sayılı Tapu Kanunu hükümlerine göre yabancı para üzerinden yabancı kredi kuruluşları lehine ipotek tesisinin mümkün olduğu, aynı sayılı yasanın 23.11.1990 tarihli, 3678 sayılı Kanunla eklenen 766/a/1 maddesine göre; “Yabancı para üzerinden gayrimenkul rehni tesisi, vadesi 5 yıl ve daha fazla olan dış kaynaklı krediler için mümkündür. Bu halde, her derecenin ifade ettiği miktar, rehin konusu alacağın tespit edildiği para türü üzerinden gösterilir. Ancak aynı derecede birden fazla para türü kullanılarak rehin tesis edilemez.” hükmü ile özel düzenleme getiren 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 35. maddesinde yer alan; “Tahdidi mutazammın kanunî hükümler yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakikî şahıslar Türkiye’de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler.” hükümleri incelendiğinde yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişiler lehine sınırlı ayni hak kurulması hususunda herhangi bir kısıtlama getirilmediği, yapılan işlemin hukuka uygun olduğundan TMK’nın 1007. maddesinin şartları oluşmadığından bahisle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK’nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.