Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/2726 E. 2022/18809 K. 20.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2726
KARAR NO : 2022/18809
KARAR TARİHİ : 20.12.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Antalya 2. ASHM’nin Birleştirilen 2020/214 Esas sayılı Dava Dosyası
Antalya 2. ASHM’nin Birleştirilen 2020/449 Esas sayılı Dava Dosyası

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalılardan … vekilince istenilmiş, duruşma için belirlenen 20.12.2022 günü temyiz eden davalı … vekili ve aleyhine temyiz olunan davacılar vekillerinin yüzlerine karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan davalı … vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
– K A R A R –
Asıl ve birleştirilen davalar, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı … hakkında davanın husumetten reddi ile davalı … yönünden davanın kabulüne karar verildiği, verilen karar davalı … vekilince temyiz edilerek, Dairemizce yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, bu karara karşı davalı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine yapılan incelemede talebin reddine karar verildiği, bozmaya uyularak verilen davanın reddine ilişkin karar 23.12.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bir kısım davacılar vekili tarafından açtıkları kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davalarının usulüne uygun kamulaştırma yapıldığı gerekçesine dayanılarak rededildiğini oysa geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı, davalı idare adına herhangi bir tescil kararı olmadığını, aynı taşınmaza ilişkin başka paydaşlarca açılan davalarda mahkemenin kabulü kararının aynı nedenlerle yapılan bozma kararlarına mahkemelerce direnme kararı üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu davaların daha ayrıntılı incelenmesini gerekçe göstererek bozmaya hükmedildiği, iş bu davada yargılamanın aleyhlerine sonuçlandığı, bu sonucun kök parsel yönünden yapılan incelemeler sonucu Yargıtayca oluşturulan içtihat ile çeliştiği, bozma da bahsedilen Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/1192 Esas sayılı hükmen tescil kararının kendi taşınmazlarıyla ilgisi olmadığını belirterek adil yargılanma hakkı ihlal edildiği iddiası ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuştur.
Anayasa Mahkemesinin 12.01.2017 tarihli ve 2014/3303 başvuru numaralı kararında, Yargıtay 5. Hukuk Dairesince, uyuşmazlık konusu aynı olan ancak henüz sonuçlanmamış başkaca yargılama dosyaları üzerinden bir gerekçe oluşturması sonucunda İlk Derece Mahkemesinin de bu gerekçeyi benimsiyerek başvurucuların açtığı davanın reddine karar verilmesi dayanaksız göründüğünün ve adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılarak yeniden yargılama yapılmak üzere Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi asıl ve birleştirilen davalarda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunupta haklarında ihlal kararı verilen davacılar yönünden davalı … hakkında 03.03.2021 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … vekilince temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemeleri 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 25. ve Geçici 2. maddeleri uyarınca kurulmuş ve Adalet Bakanlığı’nın 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başlamışlardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar istinaf yoluna tabidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3/2 maddesinde: “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” düzenlemesine yer verilmiş iken 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile bu hüküm “12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi “verilen” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemesine gönderilmez:” şeklinde değiştirilmiştir. Daha sonra 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 47. maddesinde yer alan “6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “454” ibaresi “444” şeklinde değiştirilmiştir.” hükmüyle yargılamanın yenilenmesine ilişkin kararlar istinaf yoluna tabi tutulmuştur.
Yargılamanın yenilenmesi, 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 10 uncu ve HMK’nın 449 uncu ile 381/1 maddelerinde açıkça düzenlendiği üzere bağımsız bir dava niteliğindedir. Bu durumda, mahkemece verilen karar da yeni bir karardır.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, yargılanmanın yenilenmesi talebi hakkında ilk derece mahkemesince verilen kabul veya ret kararları, istinaf kanun yolunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilmişse, temyiz ve tashihi karar yoluna; sonra verilmişse, istinaf ve temyiz yoluna tabi olacaktır.
Dosya Dairemize gelmiş ise de 20.07.2016 tarihinden sonra verilen bağımsız yeni bir dava niteliğinde olan yargılamanın yenilenmesine dair hükmün kanun yolu inceleme görevi Bölge Adliye Mahkemesine ait olduğundan, ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf incelemesinin yapılmasını sağlamak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 20.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.