Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/2657 E. 2022/11972 K. 14.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2657
KARAR NO : 2022/11972
KARAR TARİHİ : 14.09.2022

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

İLK DERECE
MAHKEMESİ : Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı idare ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesine ilişkin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1)Dava konusu … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 108 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.

Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde emsal alınan … Mahallesi 182 ada 211 parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin evrak dosyada olmadığı gibi, dava konusu taşınmaza göre yüzölçümü küçük taşınmazın emsal alındığı anlaşıldığından bu rapora göre hüküm kurulması inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğü’nden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re’sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu … İli, … İlçesi, … Mahallesi 108 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise,
Dava konusu taşınmazların değerlendirme tarihi itibarıyla belediye imar planı içinde olup olmadığı, imar planı içerisinde ise tarihi, ölçeği ve türü (1/1000, 1/1500, 1/25000 uygulama, nazım ..) araştırılarak 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde olmadığının tespiti durumunda belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı diğer ölçekli plan dahilinde ise plandaki konumu, plan kapsamında alınma amacı, yerleşim yerine uzaklığı, şehrin gelişme istikametinde olup olmadığı hususları, mutlak tarım alanı olduğunu belirtir belediye yazısına istinaden bu yönde imar planın iptaline ilişkin bir durumun söz konusu olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra;
a)Dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde; taraflara, dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazların, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğün’den sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazların; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre;
b)Dava konusu taşınmazların arazi olduğunun anlaşılması halinde ise; yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, dava konusu taşınmazda ekimi yapılan yörede yaygın mutad münavebe ürünlerinin hangileri olduğu ve bunların değerlendirme tarihi itibarıyla dekar başına ortalama verim miktarları ile hasat dönemindeki ortalama kilogram satış fiyatları ve üretim masrafları İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek taşınmazların olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçilip, bulunan bedele varsa taşınmazların değerine etki edecek objektif artış gerektiren unsurlar da eklenmek suretiyle,
Bedel belirlenerek, hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi hükmünün yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 14/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.