Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16850 E. 2023/5303 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16850
KARAR NO : 2023/5303
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 142 ada 26 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirildiği belirtilerek pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca taraf ehliyetine ilişkin dava şartı noksanlığı sebebi ile usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda bulunan ve davalı idarece enerji nakil hattı geçirilmek ve pilon dikilmek suretiyle el atılan 142 ada 37 parsel sayılı taşınmazın malikinin … olduğu anlaşıldığını, … ’ın davacı sıfatıyla davaya eklenerek bu kişi adına davaya devam etmek istediklerini belirterek, davacı …’a ait vekâletnamenin sunulduğunu, mahkemenin taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığını, gerekçeli kararın 6 ncı bendinde davalı idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedildiğini oysaki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 üncü maddesi gereği vekâlet ücretinin davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğini, maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunması gerektiğini ve 2942 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi gereği yargılama giderlerinden de davacı idarenin sorumlu olduğu ve Anayasanın 46 ncı maddesi gereği taşınmazın gerçek karşılığının ödenmesi gerektiğini belirterek vekâlet ücretini de belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesinde bulunan 142 ada 26 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit çalışmaları sonucu 01.02.2005 tarihinde … adına tam hisse ile tapuya tescil edildiği, tapu malikinin vefatı sebebiyle taşınmazın 02.12.2012 tarihinde mirasçıları olan …, …, … , … ve … intikal ettiği, adı geçen mirasçılar taşınmaza 1/5’er hisse ile malik iken 16.02.2018 tarihinde yapılan ifraz işlemi sonucunda taşınmazın 142 ada 36 ve 37 parsellere ayrıldığı, 36 parselin 693,21 m² yüzölçümü ve yol vasfıyla, 37 parselin ise 19.670,06 m² yüzölçümü ve bahçe vasfıyla tapuya tescil edildiği, davacı …’ın 22.05.2018 tarihli 384 yevmiye sayılı işlem ile 142 ada 36 parsel maliklerinden … 1/5 hissesini satın almak suretiyle işbu parselde hissedar olduğu, ancak dosyada mevcut tapu kaydına göre davacı …’ın davalı idarece enerji nakil hattı geçirilmek ve pilon dikilmek suretiyle el atılan ve eldeki davanın konusu olan 142 ada 37 parsel sayılı taşınmazda herhangi bir hissesinin bulunmadığı tespit edildiğinden mahkemece davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini; ancak her ne kadar davacı vekili, dava konusu 142 ada 37 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğu anlaşılan dava dışı …’ın 6100 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı …’ın payı yönünden davaya devam etmek istediğini beyan etmiş ise de; adı geçen kişinin dava konusu parseldeki 1/5 hissesini dava tarihinden önce 22.05.2018 tarih 384 yevmiye sayılı işlemle ve davacı …’dan değil dava dışı …’dan satış yoluyla edindiği anlaşıldığından 6100 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrasının somut olayda uygulanma yeri bulunmadığından davanın usulden reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4.6100 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Davanın usulden reddine karar verildiği gözetildiğinde karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.