Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16801 E. 2023/5949 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16801
KARAR NO : 2023/5949
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini istemi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 687 ada 11 parsel sayılı taşınmazda müvekkili adına olan tapu kaydına davalı idarenin talebi üzerine 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince şerh konulduğunu, müvekkilinin mülkiyet hakkını kısıtlayan, yasal şartları taşımayan, usulsüz ve hatalı olarak konulan bu şerhin terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; … ilinde her yıl binlerce kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının açıldığını, kamulaştırmasız el atma davalarında “davalıdır” şerhinin konulması yönündeki taleplerinin mahkemelerce kabul edilmediğini, malikin değişmesi durumunda irtifakın tapuda tescilini sağlayamadıkları için kamu zararının önüne geçebilmek amacıyla 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile tanınan imkanı kullanmaktan başka çarelerinin kalmadığını belirterek öncelikle davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davacının şerhin kaldırılması için Tapu Müdürlüğüne başvurmaksızın dava açtığı gözetilerek davacı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesini, vekâlet ücreti takdir edilmesi durumunda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22 nci maddesindeki hükümlerin uygulanmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2021 tarihli ve 2020/662 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararıyla; dava konusu şerhin dava açıldıktan sonra tapudan terkin edildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2021 tarihli ve 2021/1019 Esas, 2021/2306 Karar sayılı kararı ile herhangi bir yasal dayanak bulunmadan dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince davalı idare lehine konulan şerhin dava açıldıktan sonra tapudan terkin edildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar veren mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, somut olayda seri davalarda vekalet ücretine ilişkin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22 nci maddesindeki şartların oluşmadığı, ancak anlaşmazlığın ön inceleme tutanağının imzalanmasından önce giderilmesi dikkate alınarak davacı lehine vekâlet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde ve vekâlet ücreti yönünden hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Buna karşın; Dairemize aynı bölgeden intikal eden ve eldeki dava dosyası ile aynı nitelikte olduğu anlaşılan dosyalar birlikte gözetildiğinde karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22 nci maddesi uyarınca uyuşmazlığın seri dava niteliğinde olduğu kabul edilerek davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti hakkında bu kapsamda değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın aynı gün aynı mahkemede duruşması yapılan dosyaları ile ilgili olarak Dairece UYAP sisteminde “avukat duruşma sorgulama” ve “başka birimden dosya görüntüleme” ekranlarından yapılan sorgulamada İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 16.02.2021 tarihinde davacı vekilinin Adıyaman 1, 2, 4. Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Adıyaman 4. Asliye Ceza Mahkemesinde toplam 16 adet duruşmasının olduğu, … aleyhine -tapuda şerh terkini- istemiyle açılan davalardan işbu dava dosyasının karara bağlandığı 16.02.2021 tarihinde Adıyaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde işbu dava dosyası dahil olmak üzere toplam 8 adet şerhin terkini davası olduğu, somut olayda davanın ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce konusuz kaldığı ve aynı niteliği taşıyan dosyalarla ilgili olarak davacı vekili tarafından açılan ve aynı gün duruşması yapılan dava dosya sayısı 10’un altında kaldığından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6 ncı ve 22 nci maddeleri uyarınca vekille temsil edilen davacı yararına maktu ücretin yarısı oranında vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucuna varılmakla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince 03.11.2022 tarihinde yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu halde, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hüküm kurulduğunu, davanın seri dava niteliğinde olmadığını, kararın gerekçesinde bile dava sayısının ondan daha az olduğunun belirtildiği, istinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığı halde müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının şerhin kaldırılması için Tapu Müdürlüğüne başvurmaksızın dava açmasının kötüniyet göstergesi olduğunu, davacı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili idareye karşı daha önce açılan kamulaştırmasız el atma davasına istinaden 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince şerh konulduğu, amaç ve sonuç itibarıyla bedel tespit ve tescil davalarıyla aynı nitelikteki bu davalarda da şerhin konulmasının mümkün olduğunu, malikin değişmesi durumunda irtifakın tapuda tescilini sağlayamadıkları için kamu zararının önüne geçebilmek amacıyla bu imkanı kullanmaktan başka çarelerinin kalmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini istemine ilişkin davada hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin tüm; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, önceki tarifeye göre vekâlet ücreti belirlenmesi bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (II) numaralı bendinin (4) numaralı alt bendinde yer alan “2.040,00” sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine “4.600,00” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.