Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16624 E. 2023/8116 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16624
KARAR NO : 2023/8116
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2489 Esas, 2022/525 Karar
KARAR : Usulden ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/137 Esas, 2020/511 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, Onikişubat ilçesi, … Mahallesi 1346 ada 57 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

2. Birleştirilen dava davacıları vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacılar ile diğer hissedarların Kahramanmaraş ili, Onikişubat ilçesi, … Mahallesi 1346 ada 57 parselde tapuya kayıtlı 958,00 m²lik taşınmazın malikleri olduğunu, söz konusu taşınmaza yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Kanuna uygun uzlaşma başvurusu yapılmadığını, taşınmaza el atıldığının tespiti halinde davalı adına tescilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın m² birim değerinin düşük hesaplandığını, zemin değeri yönünden bedel tespitinin müvekkillerini mağdur edici nitelikte olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleştirilen dosyalarda davacıların ecrimisil taleplerinden feragat ettiklerini, bu dosyalarda kısmen red kararı verilerek reddedilen kısım yönünden idare lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, bu yönüyle davanın kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, uzlaşma yoluna gidilmeden idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içermekle bedelin yüksek takdir edildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmaza 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında el atıldığının tespiti halinde davacı tarafça davanın açılmasından önce idareye yönelik bir uzlaşma başvurusunun yapılmış olmasının dava şartı olduğu, ilgilinin idareye uzlaşma başvurusu yapmadığının anlaşılması karşısında davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılmak suretiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/137 Esas sayılı dosyasının 15.10.2015 tarihli duruşmasında İlk Derece Mahkemesince davalı kuruma uzlaşma başvurusu yapmak üzere taraflarına 20 günlük kesin süre verilerek uzlaşma başvurusunun sonucuna kadar yargılamanın durdurulmasına karar verildiğini, 16.10.2015 tarihli ve 221561 no’lu evrak numarası ile davacı kuruma başvuru yaptıklarını, ancak davalı kurumca başvuru tarihiden itibaren 6 ay süre boyunca başvuruya cevap verilmediğinden 30.05.2016 tarihli duruşma zaptı ile yargılamaya yeniden başlandığını, taşınmazın diğer hissedarlarının kendi hisseleri için dava açmak istemeleri üzerine 10.12.2018 ve 07.08.2019 tarihli başvuruları ile kuruma uzlaşma talebinde bulunduklarını, taleplerin idarece reddedilmesi üzerine bu evraklarla birlikte birleştirilen 2019/34 Esas ve 2019/44 Esas sayılı sayılı dava dosyalarını açtıklarını, usulden red kararının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 14 üncü ve geçici 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun’un 21 inci maddesiyle değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinin birinci fıkrası ile “09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında” fiilen kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara ilişkin açılacak davalarda dava açılmadan önce uzlaşma usulünün uygulanması dava şartı olarak düzenlenmiştir ve davacılarca uzlaşma başvurusu yapılmamış olması halinde davanın dava şartı yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesi gerekir.

3. Dava konusu taşınmaza 1983 yılından önce fiilen el atıldığı sabit olmakla, davacılar vekilinin sunduğu ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/137 Esas sayılı dosyasında 15.10.2015 tarihli duruşmada davacılar vekiline uzlaşma başvurusunda bulunmak üzere 20 günlük süre verildiği, davacı vekilinin 221561 nolu evrak numarası ile davalı idareye başvuru yaptığının bildirildiği, idarenin 6 aylık süre içerisinde başvuruya cevap vermediğinden dolayı 12.10.2016 tarihli duruşmada keşif kararı verilerek yargılamaya devam edildiği, birleştirilen 2019/34 Esas sayılı dosyada kurumun 24.09.2019 tarihli yazısında davacı vekilinin kuruma uzlaşma başvurusunun olduğu, taşınmaz için güncel bedel tespiti yapılmayacağının kendilerine bildirildiğine ilişkin müzekkereye cevabının bulunduğu ve 23.08.2019 tarihli uzlaşma başvurusunun reddine ilişkin yazısının mevcut olduğu, birleştirilen 2019/44 Esas sayılı dosyada yine 24.09.2019 tarihli uzlaşma başvurusunun reddine ilişkin yazısının mevcut olduğu anlaşıldığından, uzlaşma başvuru yolunun tüketildiği gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.