Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16622 E. 2023/4917 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16622
KARAR NO : 2023/4917
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 4878 ada 1/A (eski 1) parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde fiilen yol yapılmak suretiyle el atıldığından taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yerinde olmadığını, davadan önce idareye başvurma şartının gerçekleşmediğini belirterek açılan davanın dava şartı yokluğu, görev ve husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.04.2016 tarihli ve 2015/419 Esas, 2016/166 Karar sayılı kararı ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 15.04.2016 tarihli ve 2015/419 Esas, 2016/166 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03.04.2018 tarihli ve 2016/17547 Esas, 2018/6275 Karar sayılı bozma ilâmı ile dava konusu taşınmazı kapsar 1983 yılı öncesine ait hava fotoğrafları da getirtilerek fotogrametri uzmanı olan bir fen bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında keşif yapılıp, el atılan kısmın kesin ve geçici kabulü 30.01.1967 tarihi olan kısmında mı yoksa kesinleşen Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/136 Esas, 2012/665 Karar sayılı dosyasına konu olan ve 1983 yılı sonrasında yol genişlemesi olarak el atılan bölümünde mi kaldığı kesin olarak tespit edilip sonucuna göre, 6487 sayılı Kanun’un geçici 6 ncı maddesinin uygulama yeri olup olmayacağına karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanı kabulüne taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Devrek sokak olarak el atılan kısımın yol genişliği 10 metre olup yetki ve sorumluluğun ilçe belediyesine ait olduğunu, dolayısıyla haklarında açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı inceleme ile Dairenizden geçen emsal dosyalara göre metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini,davacı Gülüzar Öncü’nün dava konusu taşınmazdaki payını 16.09.2021 tarihinde dava dışı Mustafa Aytaç’a satıp devrettiği halde hakkında hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın parsel numarası 4878 ada 1/A olarak tapuya tescilli olduğundan bu parsel yönünden tapu iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.03.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik öncesi 427 ile 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

5. 6100 sayılı 125 inci maddesinin ikinci fıkrası

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca dava konusu taşınmazın imar planında 15 ve 30 metre genişliğinde fiilen yol genişlemesi nedeniyle el atılan kısmın karşılığının davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davalı idare vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Dosya içeriğinden yargılama devam ederken davacı Gülüzar Ünlü’nün dava konusu taşınmazdaki payını 16.09.2021 tarihinde dava dışı Mustafa Aytaç Ünlü’ye sattığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, mahkemece davacı sıfatıyla yeni malik davaya ihbar edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.

6. Dava konusu taşınmaz 4878 ada 1/A parsel olarak tapuda kayıtlı olduğundan, bu parsel yönünden davacılar tapusunun iptali ile davalı idare adına tescile karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.