YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1660
KARAR NO : 2022/9963
KARAR TARİHİ : 02.06.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Dava konusu … Köyü, … parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi; üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Mahkemece verilen ilk kararın davalılardan sadece …, …, …, … ve … tarafından temyiz edildiği, ilk kararda tespit edilen bedelin bu davalılar dışındaki davalılar yönünden davacı idare lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği dikkate alınarak bozma sonrası tespit edilen kamulaştırma bedelinden ilk kararı temyiz eden davalılar payına düşen bedel 32.681,96 TL, diğer davalılar yönünden ilk kararla tespit edilen bedelden paylarına düşen bedel 22.586,10 TL olmak üzere toplam kamulaştırma bedelinin 55.268,06 TL olarak tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Kararı temyiz etmeyen davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine hükmedilen bedele faiz işletilmemesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
3-Anayasa Mahkemesi’nin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/07/2020 tarih, 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin;
“idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinin dikkate alınmaması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle sair hususlar incelenmeksizin HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 02/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.