Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16599 E. 2023/5343 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16599
KARAR NO : 2023/5343
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 394 ada 2 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığını belirterek irtifak hakkı karşılığının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddini, davacıya ait taşınmazda bulunduğu iddia edilen Enerji Nakil Hattının geçici olduğunu, gösterilecek uygun bir alana alınabileceğini, tazminat meblağının fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma bedelinin davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın dosya bütünlüğünü açıklamaktan uzak, davacı tarafın ve bilirkişi raporunun tekrarı olduğunu, kendilerinin talep, itiraz, yazılı ve sözlü beyanlarının dikkate alınmamış olduğunu, bu durumda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) kapsamında ayrıntılı, açık, denetime elverişli bir gerekçeli kararın bulunmadığını, yerel mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme yaparak karar verdiğini, dosyada bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmadığını, yerel mahkemenin belirlediği bedelin fahiş ve sebepsiz zenginleşme boyutlarında olduğunu, mahkemece ihdas edilen kararda kamulaştırmasız el atma davalarında bulunması gereken zaruri hususların sadece zikredilmiş olduğunu, bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazların niteliği ile dava konusu taşınmazın nitelikleri farklı olmasına rağmen sırf dava konusu arsanın değerinin yüksek gösterilebilmesi maksadıyla uygun olmayan ve satış değeri en yüksek olan arsanın emsal olarak nazara alındığını, değer düşüklüğünün hangi veriler kullanılarak hesaplandığı açıklanmadan karar tesis edildiğini, davacı taraf lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmemesinin bozma sebebi olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın arsa olarak kabul edilmesinde, enerji nakil hattı geçirilen dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesine uygun, emsal esasına göre değer biçilmesinde, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde; davalı kurum tarafından ibraz edilen müzekkere cevabına göre, dava konusu taşınmaza el atma tarihinin belirtilmediği dolayısıyla bu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığına dair davalı tarafça delil ibraz edilmediğinden, davacı tarafın dava dilekçesindeki beyanı dikkate alınarak; anılan tarihten sonra el atmanın gerçekleştiğinin kabulü ile taşınmazın vasfının dava tarihine göre belirlenmesinde, aynı gerekçe ile nispi harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesinde, davanın mahiyeti gereği bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, idarî yargının görevli olduğunu, müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, bedelin fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan onama harcının davalı idareden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.