YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16537
KARAR NO : 2023/4034
KARAR TARİHİ : 26.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun)10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 178 ada 48 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılardan … vd vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bilirkişi raporu ile m² değerinin 128,00 TL olarak belirlendiğini, değerinin çok düşük olduğunu, taşınmazın bulunduğu alanda taşınmazların m² birim değerlerinin çok daha yüksek olduğunu, taşınmazın Kuzey Marmara Otoyolu bağlantı yollarına rastladığını, yerli yabancı tüm yatırımcıların bu bölgeye yatırım yaptığını, arta kalan kısmın bedelinin kamulaştırma bedeline eklenmesi gerektiğini, dava masrafları ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalılar … vd. vekili cevap dilekçelerinde özetle; davaya konu taşınmazın tarla vasfında değerlendirildiğini, ancak taşınmazın arsa vasfında olduğunu, dava konusu taşınmaz, … İstanbul, İstanbul 3. Havalimanı, … Sanayi Sitesi, Hazerfan Havaalanı, … Gümrük alanı, Trakya Serbest Bölgesi, Hızlı Tren hattı güzergahında yer almakta olup, çok değerli bir konumda yer aldığını, bölgede metrekare birim fiyatlarının çok daha yüksek olduğunu, kalan kısımda değer düşüklüğü olduğunu, dava konusu taşınmazın öncesinde ana asfalta cephesi bulunmakta iken yolun geçirilmesi nedeniyle taşınmazın geometrik ve ekonomik bütünlüğünün bozulduğunu, yola cephesi kalmadığını, dava konusu parsel ile ilgili olarak diğer hissedarlarla müvekkiller arasında fiili taksim mevcut olduğunu, kamulaştırılan alanın, müvekkilleri ile …’ın kullandığı alanı kapsadığını, diğer davalıların bu kamulaştırma bedelinde herhangi bir hakları bulunmadığını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı idareye yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmanın yapılmasında herhangi bir sakıncanın bulunmadığını, davacı idarece belirlenen kamulaştırma bedelini kabul etmediğini belirterek, bedelin bağımsız bilirkişi tarafından tespit edilmesini talep etmiştir.
4. Davalılardan … vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin çok düşük olduğunu, müvekillerin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, dava konusu taşınmazın arsa talebinin yoğun olduğu bir alanda kaldığını, birim fiyatının çok daha yüksek olduğunu belirterek taşınmazın metrekare birim fiyatının gerçek değerinde belirlenmesi ve el atma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
5. Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tebligata rağmen müvekkilin pazarlık usulüyle anlaşmak için davete icabet etmediği şeklindeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın serbest piyasadaki emsal satış değerleri de dikkate alınarak taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın gerçek değerinin çok daha yüksek olduğunu, havalanının Arnavutköyde yapılmasının ardından buradaki taşınmazların çok değerlendiğini, müvekkillerinin arsasının çevredeki diğer arsalardan çok değerli olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin tespitine, arsa üzerinde bulunan ev ile ağaçlar sadece müvekkillerine ait olduğundan ev ve ağaçların bedelinin müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin verilen süreler içerisinde depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarına bedeli depo etmek için 11 ve 12 nci celsede verilen sürenin kanuni hale geldiğini, tekrar olarak 1 kez daha süre verilmesi gerektiği ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit edilen kamulaştırma bedelinin bankaya yatırılması yönünde İlk Derece Mahkemesince iki kez süre verildiği, 06.11.2020 ve 23.12.2020 tarihli duruşmalarda verilen iki sürenin de ihtarlı olduğu ve 15 günden az olmadığı, her iki ihtarın da davacı idare vekiline usulüne uygun olarak yapılan tebligatlarla tebliğ edildiği, buna rağmen kamulaştırma bedelinin depo edilmediği, böylece davanın usulden reddine yönelik mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.