Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16383 E. 2023/6337 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16383
KARAR NO : 2023/6337
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesinde kain 156 parsel sayılı taşınmaz hakkında Milas Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/87 Esas sayılı kararı ile acele el koyma kararı verildiğini, mahkemece hükmolunan bedelin hak sahipleri adına Milas … Şubesine yatırıldığını, hak sahipleri tarafından bedel arttırım davası açılmadığını, kamulaştırmanın kesinleştiğini, ancak davalı tarafça tapuda ferağ verilmediğini, dava konusu taşınmazın 885 m²sinin davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk kamulaştırma kararı ve sonrasında yapılmış imar uygulaması sonucu düzenleme ortaklık payı kesintisi ile dava konusu taşınmazda kalan kısmın kamulaştırılmış alan olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmazın krokileri istenilmeden eksik araştırma ile hatalı karar verildiğini, usulüne uygun olarak kamulaştırılan dava konusu taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar murisi …’in aile nüfus kaydından … adında kardeşi bulunduğu belirlenmiş, …’in 1968 yılında, … 1973 yılında evlenmiş olduğu görüldüğünden, tebliğ tarihi olan 26.03.1986 tarihinde aynı adreste birlikte ikamet etmelerinin kural olarak mümkün olmadığı, davacı idare tarafından aksi de ispat edilemediğinden noter tebligatının usulüne uygun yapılmadığı, bedelin malik murise kesintisiz şekilde tam olarak ödenebilir durumda banka hesabına yatırıldığının da kanıtlanamadığı sonucuna varılmakla İlk Derece Mahkemesi kararının sonuç itibarıyla doğru olduğu anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle;kamulaştırma kapsamındaki başka taşınmazlar ile dava konusu taşınmaz için tespit edilen toplam bedelin 14.02.1986 tarihli toplu makbuz ile bankaya yatırıldığını ve hak sahiplerinin başvurusu ile kamulaştırma bedeli ödenmiş olup kamulaştırma bedelinin yatırılıp dekontun sunulması idarenin sorumluluğunda ise de bedelin hak sahibi tarafından bankadan çekilip çekilmediğinin idarenin sorumluluğunda olmadığını, davalılar murisi adına ayrıca hesap açılmamış olup Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun … adına hesap bulunmadığı yönündeki yazısının bedelin ödendiğinin ispatlanamaması olarak yorumlanamayacağını ve Nihat ile kardeşinin tebliğ tarihinde aynı çatı altında oturup oturmadığı hususunda kolluk araştırması yapılmadan varsayım ile tebliğin usulsüz sayılmasının hatalı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesine dayanan tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 27.12.1985 tarihli ve 8497 sayılı kararı ile kamu yararı kararı alındığı, kamulaştırma evrakının, Milas 1. Noterliğinin 17.03.1986 tarihli ve 4929 yevmiye numarası ile davalılar murisi … adına 26.03.1986 tarihinde “birlikte sakin kardeşi …’e” ibaresiyle tebliğ edildiği, davalılar murisi …’in aile nüfus kaydından … adında kardeşi bulunduğu belirlenmiş ise de aynı çatı altında yaşamadıkları, davacı idare tarafından Milas Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/87 Esas, 1986/33 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz için belirlenen 405.993,00 ETL bedelin … Şubesine bloke edildiği iddia edilmiş ise de dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ödemeye dair belgelerin farklı parsellere ilişkin olduğu, yapılan tebligatların geçerli olmadığı, bedelin ödendiği idarece de ispatlanamadığından kamulaştırma işleminin kesinleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.