Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16328 E. 2023/5772 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16328
KARAR NO : 2023/5772
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini istemine ilişkin davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 704 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz için belirlenen bedelin fahiş olduğunu ve davacı idare yararına da vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin ve taşınmazın üzerindeki çay ocaklarının yaşlarına göre tespit edilen verim miktarları ile değerlendirme tarihi olan 2015 yılı kilogram satış fiyatı ve üretim masraflarına göre belirlenen net geliri esas alınarak, kapitalizasyon faiz oranı da uygulanmak suretiyle tespit edilen bahçe değerinden; taşınmazın zeminine, ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle çay ocaklarının bedellerinin belirlenip kamulaştırma bedeline ilave edilmesinin doğru olduğu, bu hususta davacı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediği, böylece Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki … ili, … ilçesi, … Mahallesi 704 ada 29 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi, taşınmazın üzerindeki çay ocaklarının yaşlarına göre tespit edilen verim miktarları ile değerlendirme tarihi olan 2015 yılı kilogram satış fiyatı ve üretim masraflarına göre belirlenen net geliri esas alınarak, kapitalizasyon faiz oranı da uygulanmak suretiyle tespit edilen bahçe değerinden; taşınmazın zeminine, ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle çay ocaklarının bedellerinin belirlenip kamulaştırma bedeline ilave edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Aynı kamulaştırma kapsamında Dairemize intikal eden, dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan 704 ada 2 parsel sayılı taşınmaz için 22.07.2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 673,70 TL/m² değer biçildiği, yine 704 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 25.02.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla 679,12 TL/m² değer biçildiği ve bu kararların Dairemiz denetiminden geçerek onandığı dikkate alındığında, dava konusu taşınmaz için 22.07.2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 957,05 TL/m² değer biçilmesi suretiyle yakın konumda bulunan parsellere ilişkin bedellerden ayrılma nedenleri konusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.

5. Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerekirken, ödenmesi gereken bedelin üçer aylık vadeli hesaba yatırılarak kararın kesinleşmesi ile ödenmesine ve iş bu bedele kararın kesinleşmesine kadar yasal faize hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.