Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16197 E. 2023/5336 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16197
KARAR NO : 2023/5336
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 438 ada 2, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda emsal ve dava konusu taşınmazların olumlu olumsuz tüm özelliklerinin ayrıntılı karşılaştırılması yapılmadan değer tespit edildiğini, benzer imar durumu olan taşınmazların emsal alınmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini, idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaldırma kararı yanlış değerlendirilerek dava konusu taşınmazların kalan kısımlarında değer azalışı uygulanmadığını, emsal olarak dosyaya sunulan satışlar dikkate alınmadan gerekçesiz şekilde bedel tespit edildiğini, dava konusu taşınmazların turistik ve ticari merkezlere yakınlığı nedeniyle değerli olduğu, taşınmazların gerçek değerinin tespit edilmemesi nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararı sonrası alınan ek bilirkişi raporunda arta kalan alanlarda çekme mesafeleri dikkate alındığında tevhit şartı olmadan yapılaşabilmelerinin mümkün olduğu, bu nedenle arta kalan alanlarda değer düşüklüğü oluşmadığı; Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/413 esas sayılı dosyasına konu 394 parsel (yeni 513 ada 82 parsel) sayılı taşınmazın dava konusu taşınmazlara göre daha değerli konumda bulunduğu ve davanın satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu, burada belirlenen değerin kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin bu davada kıstas olarak alınmasının olanaklı olmadığının anlaşıldığı, kaldırma kararında dava konusu taşınmazlardan 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapı bedeli belirlenirken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı Yaklaşık Birim Maliyet Fiyatlarının uygulanması ile yetinilmesi gerekirken, yapı sınıfına ait değerlendirme yılındaki metrekare bedeline ayrıca endeks ilavesi suretiyle fazla bedele hükmedilmesi kaldırma nedeni yapılmadığı, bu yanlışlığın eleştirilmesi ile yetinildiği gözetilmeden, davalı tarafın kazanılmış haklarını ihlal edecek şekilde yapı bedeline endeks ilave edilmeden yeniden hesaplama yapan ek raporun hükme esas alınması yerinde değil ise de davalı yanca bu yönde istinaf itirazı ileri sürülmediğinden yalnız eleştirilmekle yetinilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki … ili, … ilçesi, … Mahallesi 438 ada 2, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapıya ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında değer azalışı uygulanmamasında isabetsizlik görülmemiştir.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

5.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.