Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16180 E. 2023/5273 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16180
KARAR NO : 2023/5273
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Ecrimisil bedeli olarak hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davalı idare vekilinin ecrimisile ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 113 ada 23, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının dere yatağı içinde kaldığını, taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atmanın devam ettiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedeli ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Yeşilırmak Nehrinin doğal nedenlerden dolayı yatak değiştirerek dava konusu taşınmazların içinden geçtiğini, müvekkili idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, … Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmesine yönelik çalışmalara başlanıldığını, bu çalışma sonucunda aktif ırmak yatağı içinde kalan taşınmazlar için Çarşamba Mal Müdürlüğü tarafından tapu iptal davalarının açılacağını, dere, çay ve nehir yatağında kalan taşınmazlarla ilgili kamulaştırma sorumluluğunun Belediye ve Büyükşehir Belediyelerine ait olduğunu belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda dekara ürün verimleri ile kilogram satış değerleri için Çarşamba İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü veri değerinin kullanıldığı, fakat üretim masraflarını belirlerken, buğday ve dane mısır için; gayrisafi üretim değerlerinin 1/3’ü alınarak masrafların düşük tutulması, arazi net gelirinin yüksek hesaplanmasına neden olduğunu, ayrıca bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlara el atmanın 1968 yılından sonra başladığı ve ilerleyen süreçte değişiminin devam ettiği belirtilen hususa yönelik; 1956 yılı ve öncesinden beri var olan Yeşilırmak Nehri’nin doğal nedenlerden ötürü zaman zaman yatak değiştirerek önceki yıllarda yapılan kadastro çalışmaları ile Yeşilırmak Nehri güzergâhı boyunca oluşturulan tapulu arazilerin içinden geçtiğinden, kıyı kenar çizgisi tespit edilmeden ve kadastro tarafından ırmak yatağında tescil edilen arazilerin uğramış oldukları zararlardan idaremizin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların 1956 yılı ve öncesinin detaylı olarak incelenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların bir kısmının ırmak yatağı altında kaldığını, dere yataklarının ıslahından sorumlu olması sebebi ile davalı idarenin yasal hasım olarak tespitinde, dava konusu taşınmazların arazi niteliğinde değerlendirmeye esas alınmasında, taşınmazların konumu ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre, taşınmazlar üzerinde sulu tarım yapılması sebebi ile kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak tespitinde, münavebe ürünlerinin fiyat, verim ve brüt gelirlerinin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 2020 yılı verileri esas alınarak hesaplanmasında, fenci bilirkişi tespitlerine göre 113 ada 35 sayılı parselin (C) harfi ile işaret edilen 3582,69 m²lik kısmı yol olarak kullanılmakta olup, anılan yolun davalı idare tarafından yapıldığının belirlenip buna göre hesaplama yapılmasında, taşınmazların değerini etkileyen objektif değer arttırıcı unsurunun bulunmamasına göre objektif değer artışına gidilmemesinde, davaya konu taşınmazların müşterek mülkiyete konu olup bir kısım malikler tarafından eldeki dava açılmış olması karşısında, davacıların hisselerine isabet eden kısımlar yönünden tapu iptali ve terkin hükmü kurulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki … ili, … ilçesi, … Mahallesi 113 ada 23,35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlara net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddine,

B. Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.