Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16132 E. 2023/6152 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16132
KARAR NO : 2023/6152
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 210 ada 47 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar … vd. cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gerçek değerinin tespiti ile taşınmazın tapu kaydının davacı idare adına tesciline karar verilmesini, ayrıca yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.12.2015 tarihli ve 2014/219 Esas, 2015/646 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 28.12.2015 tarihli ve 2014/219 Esas, 2015/646 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ile davalılar … vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki taşınmazın değerinin belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, hükme esas bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların imar parseli oldukları belirtildiği hâlde düzenleme ortaklık payı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bir kısmının ise il ve ilçe merkezlerine olan mesafeleri ve çevrelerinin gelişmişlik durumları ve dava konusu taşınmaza uzaklığı dikkate alındığında emsal incelemesi uygun olmadığı gibi bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların, satışına ilişkin akit tabloları Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların 2014 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden raporun inandırıcı olmadığını, taşınmaz üzerinde bulunan kömürlük ve depo niteliğindeki yapıların dosyaya ve bilirkişi raporuna yansıyan özelliklerine göre yapı sınıfının 1/B olarak alınması gerektiği gözetilmeden, 2/A sınıfında kabul edilerek fazla yapı bedeli tespit edilmesinin hatalı olduğu, gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilâmında belirtilen hususlar tam olarak değerlendirilmeden hatalı bilirkişi raporuna dayanarak karar verildiğini, emsal kıyaslamasının güncel koşullara göre yapılmasının hatalı olduğunu, kamulaştırma tarihindeki özellikleri esas alınarak bedel belirlenmesi gerektiğini, uygun emsal alınmayarak bedelin fahiş belirlendiğini, bozma öncesi bedel ödendiğinden yeniden ödemeye karar verilmesinin mükerrer ödemeye neden olacağını ve resen belirlenecek sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiğini, emsal kıyaslamasının yetersiz olduğunu, uygun emsal alınmadığını, taşınmazın bulunduğu konum ve ana merkezlere yakınlığı dikkate alındığında çok daha değerli olduğunu ve resen belirlenecek sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesi hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Mahkemece verilen hüküm Dairemiz bozma kararı ile ortadan kalktığından yeniden tescil hükmü kurulmaması hatalıdır.

4. İlk kararla hükmedilen ve fazla yatan 5.607,61 TL fark bedel davalı tarafa ödenmemiş ise işlemiş nemaları ile birlikte ilgili bankadan ödenmiş ise davalı tarafça çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

5. Hükmedilen bedelden acele el koyma dosyasında hükmedilen bedelin mahsubu ile fark bedele 19.06.2014 tarihinden ilk karar tarihi 27.11.2015’e kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının;

a. (1) inci bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına, yerine “… ili, … ilçesi, … Mahallesi, 169,41 m² yüzölçümlü 210 ada 47 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin yazılmasına,

b. (3) üncü bendin çıkartılmasına, yerine “İlk kararla hükmedilen ve fazla yatan 5.607,61 TL fark bedel davalı tarafa ödenmemiş ise işlemiş nemaları ile birlikte ilgili bankadan, ödenmiş ise davalı tarafça çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine” cümlesinin yazılmasına,

c. Ayrı bir bent olarak “Hükmedilen bedelden acele el koyma dosyasında hükmedilen 127.625,35 TL’nin mahsubu ile fark 34.190.00 TL bedele 19.06.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 27.11.2015’e kadar yasal faiz işletilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,

12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.