Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/16053 E. 2023/2479 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16053
KARAR NO : 2023/2479
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi 801 ada 47 parsel sayılı taşınmazın, davalı idarece imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen kısmına takdir edilen bedelin artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanında açılmadığını, görev ve husumet itirazında bulunarak davanın usul yönünden reddini, davacı asillerin imar uygulamalarının hak kaybına neden olduğunu düşünüyorsa yasal süresi içerisinde planlara itiraz etmesi ve idare mahkemesine başvurması gerektiğini, dava konusu yapılan bedele karşılık davacı asilin miras bırakanı …’ya söz konusu taşınmazların tamamı verildiğinde davacıya müvekkil idarenin bir borcu kalmamış olup bu yönüyle davanın reddine karar verilmesini, yeni imar uygulamasının bekletici mesele yapılmasını, davanın kabulü hâlinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 999 uncu maddesi gereği kullanma amacına uygun olarak terkinine, şayet taşınmaz boş bir alan niteliğinde ise müvekkil idare adına tapu kaydına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, artırılan bedelin dava tarihinden itibaren faiziyle davalı idareden alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin düşük belirlendiğini, yeterli emsal incelemesi yapılmadığını, vekâlet ücretinin nispi olması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin yüksek belirlendiğini, idarelerine husumet yöneltilemeyeceğini, görev yönünden davanın reddi gerektiğini, aynı yerde yapılan imar uygulamasının bekletici mesele yapılması gerektiğine dair itirazları tekrar ettiklerini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, idari yargının görevli olduğunu, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, bilirkişi raporunun objektiflikten ve bilimsellikten uzak olduğunu, bilirkişi raporuna itirazların dikkate alınmadığını, ıslah edilen miktar için zamanaşımı süresinin dolduğunu, bedelin hesaplaması ve faiz başlangıç tarihinde de hata yapıldığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılması doğru olduğu gibi, ipotek bedel artırım davalarında zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, imar uygulanmasından kaynaklanan bedele ilişkin uyuşmazlıkların 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 17/son maddesi gereğince 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 37 nci maddesine tabi olup adli yargının görevli olduğu, faiz başlangıç tarihinde hata bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumet, görev, hak düşürücü süre itirazında bulunarak davanın öncelikle usulden reddi ile usulune uygun emsal incelemesi yapılmayarak metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini ve talep aşılmak suretiyle karar verildiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı payına idarece takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 3194 sayılı Kanun’un 17/son maddesi.

3. 6745 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddesi.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 6745 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.