YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15909
KARAR NO : 2023/6398
KARAR TARİHİ : 15.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kamulaştırmasız el atma tazminatı istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil istemi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin … ili, … ilçesi, … köyü 1291 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğunu, söz konusu taşınmazın içerisinden davalı kurum tarafından … karayolunun geçirilmiş olduğunu, bu yol için müvekkillerine herhangi bir kamulaştırma bedelinin ödenmemiş olduğunu, taşınmazın yol haline getirilen kısmına ilaveten yola paralel uzanan belli bir taşınmaz alanında müvekkilerin tasarruf imkanın kalmamış olduğunu ve taşınmazın el atılan kısmının hem bedeli hem de yoksun kalınan gelirinin ödenmesini talep ettiklerini ve el atılan kısmın yol olarak terkinine yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atma söz konu olmadığını, ancak bir an için kamulaştırmasız olarak el atıldığını kabul etseler dahi istenilen tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, idareye müracaat tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin de yerinde olmadığını, el atma tarihinden itibaren ecrimisil talep edilmesinin de mümkün olamayacağını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 06.02.2014 tarihli ve 2011/623 Esas, 2014/96 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 06.02.2014 tarihli ve 2011/623 Esas, 2014/96 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.11.2014 tarihli ve 2014/11737 Esas, 2014/25640 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
3. Dairenin düzeltilerek onama kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairemizin 27.04.2015 tarihli ve 2015/3812 Esas, 2015/9167 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin kabulü ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 4592,14 m²lik kısmına Kızıltepe -Ceylanpınar Devlet Yolu yapımı nedeniyle davalı idare tarafından fiilen el atıldığı ancak, dava devam ederken yapılan toplulaştırma çalışmalarının sonuçlanarak yeni oluşan parsellerin 23.10.2014 tarihinde tapuya tescilinin sağlandığı anlaşılmakla, mahkemece, dava konusu 1291 parselin toplulaştırma işlemine tabi tutulması sonucu oluşan taşınmazlara ait tapu kayıtları getirtilip mahallinde refakate resen alınacak fen bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından yol yapılarak el atılan kısımlarının toplulaştırma sırasında kamu kesintisi olarak ayrılan alanlarda kalıp kalmadığı ve toplulaştırma sonucu oluşan taşınmazlara davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilamı gereğince kamulaştırmasız el atma tazminatı istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil istemi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaza davalı idare tarafından 1970 yılında el atıldığını ve o tarihten beri ve halen yol olarak kullanıldığını, taşınmazda yol olarak kullanılan kısım için özel bir kamu kesintisi yapılmamış olduğundan, yol olarak kullanılan kısma ilişkin el atma davanın açıldığı tarihteki gibi halen haksız ve hukuka aykırı nitelikte devam ettiğinden bozma öncesindeki Yargıtay onama kararı doğrultusunda davanın kabulü gerektiğini, davacılar lehine el atma tarihinden itibaren ecrimisilin hesaplanması gerektiğini, dava açılan üç davacının karar başlığında gösterilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına…” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 saylı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.