Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15833 E. 2023/6155 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15833
KARAR NO : 2023/6155
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ili, … ilçesi, … Mahallesi … Mevkiinde kain Pafta:138-16 no’lu kargir ev ve tarla niteliğindeki taşınmazın maliki olduğunu, davalı idarenin, müvekkilin malik olduğu araziyi kamulaştırma yapmadan 2000 tarihinden bugüne işgal etmiş durumda olduğunu, müvekkilinin arazisini bugüne kadar kamulaştırmadığını, 07.09.2011 tarihli dilekçeyle idareye başvuru yapıldığını, idarenin bu dilekçelerine bugüne kadar cevap vermemiş olduğunu, idarenin söz konusu arazide baraj çalışmalarında kullanılan enjeksiyonla toprağa müdahale ettiğini, fazlaya ilişkin hakları ve dava sonucunu artırma hakları saklı kalmak kaydıyla, yaklaşık 1500 m²lik kısmın kamulaştırma bedeli olarak şimdilik 9.000,00 TL’lik kısmının el atma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda 9.000,00 TL’lik taleplerinin dışında kalan kısımların tespitini, idarenin baraj inşaatı için kullanmış olduğu enjeksiyon çalışmasının tarlaya verilen zararın şimdilik 1.000,00 TL’sinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılmadığını, dava konusu taşınmaza herhangi bir zarar verilmediğini, ayrıca dava konusu taşınmazın davacının iddiasının aksine değerli bir arazi olmadığını, bu nedenle talep edilen tazminat miktarını kabul etmediklerini, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1965/6 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre taşınmazına kamulaştırma yapılmadan el konulan mülk sahibinin el atan idare aleyhine men’i müdahale davası açabileceğini veya bu eylemli duruma razı ise taşınmazın dava günündeki bedelini isteyebileceğini, diğer bir deyişle mülk sahibine seçimlik hak tanındığını, davacının aynı dava ile hem tazminat hem de zararların tespitini talep edemeyeceğini, her talebin ayrı bir yargılama konusu olup aynı davada birden fazla talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacının taşınmazın el atılan kısmının dava tarihindeki bedeli karşılığında idare adına tesciline karar verilmesini talep etmediğini, bu nedenle usul ve kanuna aykırı olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.11.2014 tarihli ve 2012/91 Esas, 2014/280 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 19.11.2014 tarihli ve 2012/91 Esas, 2014/280 Karar sayılı kararı karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dosyadaki bilgi, belge ve belediye yazısına göre taşınmazın arsa niteliğinde olduğu anlaşıldığından, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiginden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini, bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını, emsal kıyaslamasının kanuna uygun olarak yapılmadığından bedelin fahiş belirlendiğini, emsal alınan taşınmazın uzak ve yüzölçümünün uygun olmadığını, uygun emsal alınmadığını, ecrimisil hesabı için kira kontratlarının dosya arasına alınması gerektiğini, itirazlar doğrultusunda yeniden rapor alınması gerektiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men’i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesi şöyledir: “(Ek: 20/8/2016-6745/33 md.) Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.