YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15697
KARAR NO : 2023/5937
KARAR TARİHİ : 07.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … köyü 129 ada 30 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedeli gerekçe gösterilerek kuruluşları lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinin ve meyvesiz ağaçlara fahiş bedel takdir edilmesinin kabul edilemez olduğunu, dava konusu taşınmaz için hesaplanan m² birim bedelinin fahiş olduğunu, bilirkişilerin bir yılda 2 ürün münavebesi almasının hatalı olduğunu, kapitalizasyon oranının % 4 olarak alınmasının Yargıtay içtihatlarına doğrudan aykırılık olduğunu, hükme esas raporda Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün haricinde Toprak Mahsulleri Ofisi ve Haller Müdürlüğü verilerinden faydalanıldığının belirtildiğini; ancak bu verilerin hangisinden ne ölçüde yararlanıldığının da açıklanmadığını, ayrıca dekara verim tahmininin kurulca yapıldığının ifade edildiğini; ancak bu veriye hangi resmi veriden ulaşıldığının açıklanmadığını, kapitalizasyon faizinin hesabında ranta bakıldığı anlaşıldığından bu hususun kabul edilemez olduğunu, hükme esas alınan raporda fahiş oranda objektif değer artışı uygulandığını, taşınmazın kullanım tarzı ve niteliklerinin kapitalizasyon faizi içerisinde değerlendirildiği kabul edildiği hâlde, bu gibi özelliklerin mükerrer olarak objektif değer artırıcı unsurlar olarak ve çok fahiş oran üzerinden değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, 2-3 yıl önce uzman bilirkişilerce takdir edilen bedelin 3-4 katı bedel takdir edilmesinin objektif ve hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilâm ile arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun’un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının yerinde olduğu, Anayasa’nın 46 ncı maddesinde düzenlenen “gerçek karşılığın ödenmesi” ilkesi ve dolayısıyla da mülkiyet hakkı ihlali söz konusu olacağından davanın niteliği gereğince davacı idare lehine, davalı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu belirtilerek istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Arazi niteliğindeki Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Gökçeviran köyü 129 ada 30 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesine ve aynı Kanun’un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve doğal gaz boru hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yöntem itibarıyla yerindedir.
3.Buna karşın, dava konusu taşınmazın sulu mu yoksa kuru mu olduğu tespit edildikten sonra kuru ve suluda hangi ürünlerin mutad olarak yetiştirildiği sorularak münavebeye esas alınan ürünlerin ve ağaçların değerlendirme tarihi olan 2020 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden resmî ve kesin verileri (verim, fiyat, ayrıntılı masraf) getirtilip, bilirkişi raporu denetlenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, 2020 yılı kesin verileri oluşmadan tahmini veriler dosya arasına alınarak denetimi mümkün olmayacak şekilde 2020 yılı (tahmini) maliyet tablolarından, Kocaeli Hal Müdürlüğü ve serbest piyasadan edinilen bilgilere göre gelir ve gideri belirleyen rapora göre hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
4. Davacı idare tarafından düzenlenen kamulaştırma belgelerinin ve özellikle kıymet takdir tutanağının dosya arasına alınmaması da isabetsizdir.
5. Kabule göre de; dava 4 ay içinde sonuçlandırılmadığından tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli mahsup edilerek bakiye bedele 29.12.2020 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde faiz işletilen bedelin açıkça gösterilmemesi, daimi irtifak tesis edilen alan hükümde açıkça gösterilmediği gibi; geçici irtifak hakkının tesciline ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.