Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15646 E. 2023/5461 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15646
KARAR NO : 2023/5461
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 2675 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma şerhi verildiğini ve kamulaştırmasız el atıldığından taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zamanaşımı süresi nedeniyle reddi gerektiğini, idarî yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini, taşınmazın imar izninin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.10.2017 tarihli ve 2015/271 Esas, 2017/383 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda; dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından açılan, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/342 Esas, 2012/201 Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verildiği ve 06.05.2013 tarihinde kesinleşen hükümle davalı idarenin taşınmaza paydaş olduğu, bu nedenle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği gözetildiğinde, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda dava ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; idarî yargının görevli olduğunu, … ile yapılmış olup 20.01.2021 tarihinde yürürlüğe giren protokol ile dava konusu parselin de dahil olduğu gayrimenkullerin devrinin hüküm altına alındığını, husumetin İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörlüğüne yönlendirilmesi gerektiğini, taşınmaza el atılmadığını, imar durumunun bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini, harçtan muaf olunmasına rağmen harç tahsiline karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, Mahkemece bozma ilâmına uyularak aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalar nazara alındığında, taşınmazın m² birim bedelinin tespitinde bir isabetsizlik görülmediği gibi ıslah yapılmadığından taleple bağlı kalınarak karar verilmesi de yerindedir.

3. Dosya ekinde yer alan aynı taşınmazın diğer paydaşları tarafından açılmış ve kabul kararı verilmiş olan ve Dairemiz denetiminden geçerek kesinleşen, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/342 Esas, 2012/ 201 Karar sayılı dosyası ile dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi dava tarihi nazara alındığında ve davalı idarenin, … ile yapılmış olan, temyiz dilekçesindeki ifadeye göre dava konusu parselin de dahil olduğu gayrimenkullerin devrine ilişkin olup 20.01.2021 tarihinde yürürlüğe giren protokülün iç ilişkiye ilişkin olduğu gözetilerek, bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru görülmüştür.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Davalı idare harçtan muaf olduğu hâlde aleyhine harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentlerinin çıkartılmasına, yerine “Davalı idare haçtan muaf olduğundan, asıl ve birleştirilen davalarda, davacılar tarafından yatırılmış olan peşin harçların istek hâlinde davacılara iadesine, başvuru harçlarının davacılar üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılmasına, devamla (6) numaralı bentte yer alan “772,55” ile “3.992,55” sayılarının çıkartılmasına, yerine sırasıyla “389,40” ve “3.609,40” sayılarının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.