Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15600 E. 2023/4915 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15600
KARAR NO : 2023/4915
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki İlk derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; Kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu … ili,… ilçesi, … Mahallesi 65160 ada 1 (eski 64478 ada 1) parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından hafriyat atılmak, dökülmek ve toprak düzeltme işlemleri yapmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; fiilen el atma durumunun olmadığını, bu nedenle idari yargının görevli olduğunu, parselin lojistik ticari destek tesisleri alanında kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2019 tarihli ve 2019/240 Esas, 2019/414 Karar sayılı karar ile davanın yargı yolu bakımından usulden reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin sayılı 11.07.2019 tarihli ve 2019/240 Esas, 2019/414 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.12.2020 tarihli ve 2019/2437 Esas, 2020/1678 Karar sayılı kararı ile davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.12.2020 tarihli ve 2019/2437 Esas, 2020/1678 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazın 13.09.2013 tarihinde kesinleşen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “lojistik ticari destek alanı ” olarak ayrıldığı ve imar planı gereğince taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmış ise de dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararma karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; uygun emsal incelemesi yapılmadığını ve tespit edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2.İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulunu yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkuliinün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih otan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi. ”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalhedilen şahsın, gayrimenkulunun bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkuliinü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına … “karar verilmiştir.

4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsili ile bedeline hükmedilen davacı paylarının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi karannın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinden oy birliğiyle karar verildi.