Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15583 E. 2023/5306 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15583
KARAR NO : 2023/5306
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olarak açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 2727 parsel sayılı taşınmazlar için Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/102Esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atamadan kaynaklanan tazminat davasını fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak açtıklarını, bu dava 09.11.2021 tarihinde 2021/478 Karar sayısı ile kabul edilerek 83.629,44 TL’nin davalı tarafından, taraflarına ödenmesine karar verildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesinin 2022/28 Esas, 2022/32 Karar sayılı ilamında” el atma bedeli 64.745,42 TL kabul edildiğinden Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli ve 2018/447 Esas, 2019/183 Karar sayılı kararıyla 64.745,42 TL tazminata hükmedildiğini, bu kararın yalnızca davalı idare vekili tarafından istinaf edilmiş olduğunu, davacılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunmadığını, buna göre de davalı idare lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, önceki kaldırma/iade kararı sonrası verilen eldeki istinafa konu kararda verilecek tazminat miktarının 64.745,42 TL’yi geçemeyeceği gözetilmeksizin daha fazla tazminata karar verilmesi” hükmü nedeniyle ek davayı açmak zarureti hâsıl olmuştur.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; usulü kazanılmış hak gereği davacıların tazminat talebinde bulunmasını doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; “Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli ve 2018/447 Esas, 2019/183 Karar sayılı kararıyla 64.745,42 TL tazminata hükmedildiği, bu kararın yalnızca davalı idare vekili tarafından istinaf edilmiş olduğu, davacılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunmadığı, buna göre de davalı idare lehine usuli kazanılmış hak doğduğu, önceki kaldırma/iade kararımız sonrası verilen eldeki istinafa konu kararda verilecek tazminat miktarının 64.745,42 TL’yi geçemeyeceği gözetilmeksizin daha fazla tazminata karar verilmesi,” ilişkin kararından sonra davacıların kazanılmış 18.883,00 TL kazanılmış hakkı bulunduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (6100 Sayılı Kanun) 109 uncu maddesi uyarınca talep konusu niteliği itibarıyla bölünebilir olduğundan kısmi dava olup, bu nedenle hem dava dilekçemizde hem de ıslah dilekçemizde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarından dolayı geri kalan 18.883,00 TL bedel için işbu davanın kabulüne ve ilk dava tarihi olan 03.08.2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuşlardır.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Lüleburgaz 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli ve 2018/447 Esas, 2019/183 Karar sayılı kararı ile 64.745,42 TL tazminata hükmedildiği, karara karşı sadece davalı idare tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, davacıların ise istinaf yoluna başvurmadıkları, her ne kadar davayı fazlaya dair haklar saklı tutulmak üzere 1.000,00 TL üzerinden açmış ve ıslah yapmamış olmalarına rağmen yerel mahkemece maddi hata sonucu ıslah varmış gibi 64.745,42 TL tazminata hükmetmiş ise de sonuç itibarı ile kabul edilen ve hüküm altına alınan metrekare birim fiyatı ile tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmayarak bedeli kabul etmiş oldukları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39.Hukuk Dairesinin istinaf incelemesi sonrasında davalı idare lehine safahatı itibarı ile usuli kazanılmış hak doğduğu gözetilerek ikinci kararın düzeltildiği ve 64.745,42 TL üzerinden yeniden esas hakkında kesin olarak hüküm kurulduğu nazara alındığında bu aşamadan sonra ikinci karar ile tespit edilen daha yüksek bedel için kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istenemeyeceği sabit olduğundan davanın reddine dair mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilli temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçelerinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ilk davada saklı tutulan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 109, 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.