Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15576 E. 2023/2784 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15576
KARAR NO : 2023/2784
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi 45837 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın özel kültürel tesis alanına dönüştürüldüğünü, 85016 sayılı parselasyon planı ile “Kültürel Tesis Alanı” olarak ayrıldığını, özel amaçla kullanımının mümkün olduğunu, kamulaştırılması hususundaki yetkili idarenin davalı idare olmadığını, istenen bedelin fahiş olduğunu, özel kültürel alan olarak ayrıldığı için kamulaştırma zorunluluğunun olmadığını, beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın özel kültürel tesis alanına dönüştürüldüğünü, özel amaçla kullanılmasının mümkün olduğunu, fiili el atmanın bulunmadığını, Ankara Büyükşehir Belediyesinin 16.03.2012 tarihli ve 435 sayılı kararı ile kamulaştırılmamış donatıların maliklerince kullanılabilmesi için “özel” ibaresi getirilerek kullanımının mümkün olduğuna dair genel nazım imar plan notu oluşturulduğunu, sorumlu idarenin davalı idare olmadığını, bedelin çok fahiş olduğunu, beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği, bu itibarla, kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmak adli yargının görevi dahilinde olduğu anlaşıldığından, mahkemece işin esasına girilip alınan rapor değerlendirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu dikkate alındığında, arsa vasfında olan taşınmaza emsal karşılaştırması yapılıp vergi değerleri de kıyaslanmak suretiyle değerinin tespit edilerek, davalı idareden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi:
“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”

3. 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesinin 1 inci fıkrasına eklenen cümle:
“Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür.”

4.2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

5.5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu (5216 sayılı Kanun) 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; taşınmazın 85016 nolu kesinleşen parselasyon planı ile 1993 tarihinde “1/1000 ölçekli imar planında “Kültürel Tesis Alanı” olarak ayrıldığı ve taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmış olsa dahi, dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Taşınmazın imar planında “Özel Kültürel Tesis Alanı” olarak ayrıldığına dair bir bilgi bulunmadığı gibi, … İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün Ağustos 2019 gün ve 369 sayılı yazısına göre de taşınmazın “Kültürel Tesis Alanı” olduğunun belirtildiği görülmüştür. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi, aynı bölgeden Dairemize intikal etmiş olan dosyalar da nazara alındığında yerinde olduğu gibi alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

3. 5216 sayılı Kanun’un 7 inci maddesinin d bendi gereğince kültür tesislerinin yapım, bakım ve onarımının İlçe Belediyelerinin görevleri arasında sayılması nedeniyle tespit edilen tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan takyidatların hüküm altına alınan bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı idarenin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak “Taşınmazın tapu kaydında yeralan takyidatların hüküm altına alınan bedele yansıtılması” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.